F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!

Join the forum, it's quick and easy

F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!
F3do
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bozkurt Destani

Aşağa gitmek

Bozkurt Destani Empty Bozkurt Destani

Mesaj tarafından chatlak Perş. Ekim 30, 2008 12:06 am

Eski Türk Destanları

--------------------------------------------------------------------------------

BOZKURT DESTANI
Destan Hakkında bilgi:
Bilinen en önemli iki Göktürk Destanından birisidir. Bir bakıma, M.S.
altıncı yüzyıldan sekizinci yüzyıl ortalarına kadar egemen olmuş bu
Türk Devletinin Göktürklerin soy kütüğü ve var olma hikâyesidir.
Ayrıca, Türk ırkının yeni bir dal hâlinde dirilişi de diyebileceğimiz
Bozkurt Destanı, Bilge Kağan'ın Orhun Âbidelerindeki ünlü vasiyetinin
ilk cümlesi olan: "Ben Tanrıya benzer, Tanrıdan olmuş Türk Bilge Kağan,
Tanrı irade ettiği için, kağanlık tahtına oturdum" cümlesi ile birlikte
düşünülecek olursa soyun ve ırkın nasıl bir şekilde ilahileştirilmek
istenildiğini de anlatmaktadırlar. Destan Çin kaynaklarında kayıtlıdır.
Değişik söyleyişler durumunda ise de, çizgileri aynı fakat isimler
üzerinde, anlatıştan doğma veya Çinlilerce yazılırken isimlerin Çince
söylenmesinden meydana gelme değişikler yüzünden ayrı görünen belli üç
söylenti şeklinde yazılmıştır.

Birinci söyleyiş:

Hun Ülkesinin kuzeyinde So adı verilen bir ülke vardı. Burada, Hunlarla
aynı soydan olan Göktürkler otururdu. Bir gün Göktürkler So Ülkesinden
ayrıldılar. Bu sırada başlarında Kağan Pu adlı bir yiğit vardı. Kağan
Pu'nun on altı kardeşi bulunuyordu. On altı kardeşten birinin annesi
bir kurttu.

Annesi Göktürklerce en kutsal yaratıklardan biri olarak bilinen ve
böyle kabul edilen bir kurt olduğu için delikanlı, rüzgârlara ve
yağmura söz geçirir, bu iki kuvveti buyruğu altında tutardı.

Bununla beraber, So Ülkesindeki yurtlarından ayrılan Göktürkler düşmanlarının baskınına uğradılar.

Bu baskında düşmanlar bütün Göktürkler'i yok ettikleri gibi on altı
kardeşten sadece birisi kurtulabildi. Kurtulan delikanlı annesi kurt
olan idi.

Bu delikanlının da, birisi yaz diğeri de kış ilâhının kızı olan iki
karısı vardı. Baskından sonra her ikisinden ikişer oğlu oldu. Zamanla
kalabalıklaşıp çoğalan halk, çocuklardan en büyüğünü kendilerine Hakan
seçtiler; o zamanki adı Göktürk dilinde değildi. Hakan seçilir seçilmez
Göktürkçe olmayan bu adını bıraktı ve Türk adını aldı.

Ondan sonra Türk on kadınla evlendi, bir çok çocukları oldu. içlerinden
Asena adını taşıyan biri hakanlık tahtına geçince boyun adı da Aşine
oldu.

İkinci söyleyiş:

Hunların bir boyu olan ve adına Aşine denilen Türk boyu Hazar Denizinin
batı taraflarında yerleşmişti. Türklerin ilk atası olarak biliniyordu.
Rahat ve huzur içinde otururlarken bir gün ansızın düşmanların
baskınına uğradılar. Baskının sonunda kimse sağ kalmadı.

Her nasılsa küçücük bir çocuk bu baskından sağ kalmış bir köşeye
sığınmıştı. Düşmanlar onu da gördüler. Fakat, cılız ve küçük bir çocuk
olduğu için kimse ondan korkmadı ve ona aldırmadı. Hattâ içlerinden
acıyanlar bile çıktı. Ama düşman yine de her ihtimali düşünüp, çocuğu
öldürmektense kolunu bacağını kesip orada öylece bırakmayı uygun gördü;
düşündükleri gibi yaptılar.

Kolunu bacağını kesip, yan ölü hâle getirdikleri çocuğu alıp bataklıkta bir sazlığa attılar; bırakıp gittiler.

O sırada, nereden çıktığı bilinmeyen bir dişi Bozkurt göründü, geldi,
çocuğu emzirdi. Yaralarını yalayıp iyi etti. O günden sonra da, avlanıp
getirdiği yiyeceklerle çocuğu besleyip büyüttü, gücünü kuvvetini
arttırdı.

Zamanla Bozkurd'un beslediği çocuk gürbüzleşti.

Günlerden sonra bir gün, baskın yapıp Asine soyunu yok eden düşman
başbuğu, kolunu bacağını keserek sazlığa attıkları çocuğun yaşadığını
öğrendi. Adamlar gönderip durumu öğrenmek, sağ kaldı ise öldürtmek
istedi.

Düşman başbuğunun gönderdiği asker geldiğinde, kolu bacağı kesik gencin
yanında bir dişi Bozkurt gördü. Dişi Bozkurt tehlikeyi sezmişti,
dişleriyle gerici yakaladığı gibi denizin öte yanına geçirdi; orada da
durmayıp Altay Dağlarına doğru götürdü. Orada, her tarafı yüksek
dağlarla çevrili bir yaylada bir mağaraya yerleştirdi, onunla evlendi;
on oğlan doğurdu!

Mağaranın bulunduğu yayla yeşillikti; serin gür suları, meyve ağaçlan,
av hayvanları vardı. Oğlanlar orada büyüdüler, orada evlendiler. Her
birinden bir boy türedi. Bunlardan birinin adı da Asine boyu idi.

Asine, kardeşlerinin içinde en akıllı, en gözü pek, en yiğit olanı idi. Bu yüzden Türk Hakanı o oldu.

Soyunu unutmadı. çadırının önüne her zaman, tepesinde bir kurt başı bulunan bir tuğ dikti.

Aradan çok yıllar geçti. Aşine boyuna Asençe adlı bir başka yiğit hakan
oldu. Bunun zamanında ise Aşine boyu, bulundukları yerden çıkıp daha
güzel yurtlara yerleştiler.

Üçüncü söyleyiş:

Bir not halindedir. Çin devlet adamlarından Cjan-Ken'in, Milattan önce
119 yılında, Çine göre batı ülkelerinde yaptığı gezi sonunda
gördüklerini ve duydukların yazıp o zamanki Çin împaratoruna sunduğu
notlan arasında kayıtlıdır. Notu, Abdülkadir înan'ın, Türk Dili
Araştırmalan Yıllığı (1954) ndaki Türk Destanlanna Genel bir bakış adlı
yazısından olduğu gibi alıyoruz:

"Hun Ülkesinde bulunduğum zaman duydum ki Usun Hanı, Gunmo unvanını
taşıyor. Gunmo'nun babası, Hunlann batısındaki bir ülkeye sahipti.
Gunmo'nun babası bir savaşta Hunlar tarafından öldürüldü. Yeni doğmuş
olan Gun-mo'yu kırlara attılar. Kuşlar çocuğu sineklerden koruyor; bir
dişi kurt sütüyle besliyordu. Hun Hakanı buna şaştı. Bu çocuğu saydı.
Onu kendi terbiyesine aldı, büyüttü. Babasının ülkesini ona geri verdi."
chatlak
chatlak
Genel Yetkili
Genel Yetkili

Kadın
Mesaj Sayısı : 1083
Nerden : Kocaeli/Gebze
Lakap : sweeti
Ruh Hali : Bozkurt Destani Uykulu10
Rep : 70
Kayıt tarihi : 05/10/08

https://f3do.yoo7.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz