Nereden Geldim ? Niye Varım ? Nereye Gidiyorum ?
F3do :: Atatürk Ve Tarih :: Felsefe
1 sayfadaki 1 sayfası
Nereden Geldim ? Niye Varım ? Nereye Gidiyorum ?
Birçogumuz “Nereden geldim”, “Niye varım”, “Nereye gidiyorum” sorularına cevap aramaktadır.
Dikkatli
düşünürsek tüm bu soruları sorma nedenimiz bu soruları soracak şekilde
yaratılmamızdır. Birçok insan bu sorulardan kaçtıgı, düşünmemeye
ugraştıgı ve kendi yaratılış özelliklerini bastırdıgı için yaratılış
geregi olan bu soruları sormaz.
Kısacası bizi Yaratanın bize bu
soruları sordurtması bizi “dine inanacak şekilde yaratması”, bu ise
“bir din gönderecek olması” demektir. çünkü bu soruların din dışında
cevabını veren hiçbir sistem yoktur. Yani bir dinin olması gerektiginin
delili, bizim yaratılıştan bir dine inanacak şekilde yaratılmamızda
gizlidir.
Bizi susatan Allah, karşılıgında su bulma imkanını da,
suyu da yaratmıştır. Bizi acıktıran Allah, karşılıgında sayısız
yiyecegi yaratmıştır. Dikkat edilirse acıkma, susama hissi; dış dünyada
suyun, yemeklerin olmasından farklıdır. Canımız su yerine, yani
hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan bu molekül yerine, Dünya’da hiç
olmayan, bize yararsız veya vücudumuzla alakasız bir molekülü de
arzulayabilirdi. Fakat, hayır! Vücudumuz kendisi için en gerekli olanı
ve var olanı yaratılıştan isteyecek şekilde yaratılmıştır.Sonsuza dek
var olmak, hiç yok olmamak; bizim sudan, yemekten daha büyük
ihtiyacımızdır. Hayatın devamı her türlü istekten, arzudan üstündür.
Yani Allah, bizi ahirete baştan muhtaç yaratmıştır. Eger Allah vermek
istemeseydi, istemeyi vermezdi. Yaratılıştan bize verilen bu istek ise
ahiretin bir delilidir.
Görüldügü gibi bizim yaratılışımızda hem
Allah’ın, hem dinin, hem ahiretin delilleri mevcuttur. Rum suresinin
30. ayetinin sonlarındaki ifadeye dikkat edelim. “Bu dogru ve eskimez
dindir.” çünkü bu ilk insanın yaratılışından beri var olan, insanın
yaratılışında taşıdıgı delillerdir. Bu delilleri okumayı beceren
Allah’a inanır, dine inanır, ahirete inanır. Fakat ayetin en son
cümlesi de çok anlamlıdır. “Fakat insanların çogunlugu bilmemektedir.”
Gerçekten de birçok insan, yaratılıştan kendisinde olan bu delilleri
degerlendirememekte ve kendi kendilerini inkâr etmektedirler.
Bize
susama hissini veren Allah, suyu da yaratmıştır. Acıkma hissini veren
Allah, yiyecekleri de yaratmıştır. Eger Allah, Ahiret’i yaratmayacak
olsaydı, bizi Ahiret’e muhtaç yaratmazdı. Vermek istemeseydi, istemek
vermezdi.
Dikkatli
düşünürsek tüm bu soruları sorma nedenimiz bu soruları soracak şekilde
yaratılmamızdır. Birçok insan bu sorulardan kaçtıgı, düşünmemeye
ugraştıgı ve kendi yaratılış özelliklerini bastırdıgı için yaratılış
geregi olan bu soruları sormaz.
Kısacası bizi Yaratanın bize bu
soruları sordurtması bizi “dine inanacak şekilde yaratması”, bu ise
“bir din gönderecek olması” demektir. çünkü bu soruların din dışında
cevabını veren hiçbir sistem yoktur. Yani bir dinin olması gerektiginin
delili, bizim yaratılıştan bir dine inanacak şekilde yaratılmamızda
gizlidir.
Bizi susatan Allah, karşılıgında su bulma imkanını da,
suyu da yaratmıştır. Bizi acıktıran Allah, karşılıgında sayısız
yiyecegi yaratmıştır. Dikkat edilirse acıkma, susama hissi; dış dünyada
suyun, yemeklerin olmasından farklıdır. Canımız su yerine, yani
hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan bu molekül yerine, Dünya’da hiç
olmayan, bize yararsız veya vücudumuzla alakasız bir molekülü de
arzulayabilirdi. Fakat, hayır! Vücudumuz kendisi için en gerekli olanı
ve var olanı yaratılıştan isteyecek şekilde yaratılmıştır.Sonsuza dek
var olmak, hiç yok olmamak; bizim sudan, yemekten daha büyük
ihtiyacımızdır. Hayatın devamı her türlü istekten, arzudan üstündür.
Yani Allah, bizi ahirete baştan muhtaç yaratmıştır. Eger Allah vermek
istemeseydi, istemeyi vermezdi. Yaratılıştan bize verilen bu istek ise
ahiretin bir delilidir.
Görüldügü gibi bizim yaratılışımızda hem
Allah’ın, hem dinin, hem ahiretin delilleri mevcuttur. Rum suresinin
30. ayetinin sonlarındaki ifadeye dikkat edelim. “Bu dogru ve eskimez
dindir.” çünkü bu ilk insanın yaratılışından beri var olan, insanın
yaratılışında taşıdıgı delillerdir. Bu delilleri okumayı beceren
Allah’a inanır, dine inanır, ahirete inanır. Fakat ayetin en son
cümlesi de çok anlamlıdır. “Fakat insanların çogunlugu bilmemektedir.”
Gerçekten de birçok insan, yaratılıştan kendisinde olan bu delilleri
degerlendirememekte ve kendi kendilerini inkâr etmektedirler.
Bize
susama hissini veren Allah, suyu da yaratmıştır. Acıkma hissini veren
Allah, yiyecekleri de yaratmıştır. Eger Allah, Ahiret’i yaratmayacak
olsaydı, bizi Ahiret’e muhtaç yaratmazdı. Vermek istemeseydi, istemek
vermezdi.
F3do :: Atatürk Ve Tarih :: Felsefe
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz