F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!

Join the forum, it's quick and easy

F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!
F3do
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Devlet Felsefesi

Aşağa gitmek

Devlet Felsefesi Empty Devlet Felsefesi

Mesaj tarafından chatlak Paz Ekim 05, 2008 12:36 pm

DEVLET FELSEFESİ

Siyaset felsefesinin bir dalını meydana getiren
ve toplumsal yaşamla devletin doguşunu, dogasını ve anlamını araştıran,
insanlarla insanların içinde yer aldıkları siyasi örgütlenmeler
arasındaki ilişkileri inceleyen felsefe dalı.

Devlet felsefesi tarihinde, devlet şu şekillerde anlaşılmıştır:

1.
Dogal bir kurum veya organizma olarak. Bu yaklaşımın klasik temsilcisi
Platon’dur. O, devleti büyük ölçekli bir insan ya da organizma, bireyin
bir devamı olarak görür ve bu durumun bir sonucu olarak da, sırasıyla
akıl, can ve iştihadan oluşan üç parçalı ruh anlayışını aynen devlete
yansıtır. Buna göre, o devletin temelini insan dogasında bulmaktadır.

2.
Devletin, yönetimde bulunanlardan ayrı olan, fakat yöneticilerin karar
ve ehliyetleriyle gelişmesine katkıda bulundukları bir kurumlar ve
hizmetler sistemi oldugunu dile getiren Aristotelesçi devlet anlayışı.
Bu çerçeve içinde, Aristoteles’te, devletin asıl amacı, yurttaşların
maddi bakımdan refaha ulaşmaları, ama daha çok ahlâki bakımdan
gelişmeleri ve olgunlaşmalarıdır. Devlet, bu amaç için vardır. Yani,
ona göre, devlet yö­netimleri kendi başlarına iyi ya da kötü degildir,
ancak söz konusu amacı gerçekleştire­bilmesine göre, iyi ya da kötü
devlet vardır.

3. Yapma bir varlık ve araç olarak devlet. Klasik
temsilcigini Rousseau, Hobbes ve Locke’un yaptıgı bu anlayışa göre,
insan mutlak bir özgürlük durumu içinde varolamaz. Mutlak bir özgürlük
durumunda, insanı dışarıdan belirleyen ve sınırlayan hiçbir güç
olamayacagından, her insan neyin iyi olduguna kendisi karar verir ve
kendi çıkarlarını hayata geçirmeye çalışır. Bu ise, tam bir çıkar
çatışmasına, hatta insanlar arasında bir savaşa yol açar. Fakat böyle
bir durum, tüm insanlara zarar vereceginden, insanlar bir araya
gelerek, aralarında bir sözleşme yaparlar. İnsanlar toplum sözleş­mesi
adı verilen bir uzlaşma ve anlaşmaya dayanarak, ortak iradelerini
temsil edecek bir gücü, kendileri için hakem ve yönetici olarak tayin
ederler. Buradan da anlaşılaca­gı gibi, söz konusu anlayışta devletin
dogal bir temeli yoktur. Bu yaklaşımda devlet, insanları birbirlerine
karşı koruyacak ve ken­dilerini geliştirmelerine imkan verecek bir araç
olarak ortaya çıkar.

4. Devleti, kendi irade, ehliyet, yetenegi,
ve amaçları olup, bir üniversiteye benzetilebilecek cisimleşmiş bir
kişi, dünyadaki ilahi düşünce, milli bir ruh olarak gören Hegelci
devlet anlayışı. Devletin içerigini milli ruhun meydana getirdigini öne
süren Hegel ‘e göre, milli ruh, din, hukuk, bilim, sanat, sanayi gibi
türlü özel alanlara ayrılır.

5. Devletin, devleti kontrol
edenlerin, gücü elinde bulunduranların çıkar ve tercihlerinden
hareketle politikalar üreten bir tür yönetim makinesi oldugunu,
toplumdaki egemen sınıfın çıkarlarına hizmet ettigini dile getiren
Marksist devlet görüşü. Söz konusu anlayışa göre, devlet sınıflara
bölünmüş olan topluma sıkı sıkıya baglıdır. Bu çerçeve içinde devlet,
sosyal mücadeleyi, sınıf savaşını yavaşlatan, ona engel olan, ekonomik
bakımdan üstün durumda olan, üretim araçlarına sahip bulunan sınıfın
baskı aracıdır.
chatlak
chatlak
Genel Yetkili
Genel Yetkili

Kadın
Mesaj Sayısı : 1083
Nerden : Kocaeli/Gebze
Lakap : sweeti
Ruh Hali : Devlet Felsefesi Uykulu10
Rep : 70
Kayıt tarihi : 05/10/08

https://f3do.yoo7.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz