Devlet Felsefesi
F3do :: Atatürk Ve Tarih :: Felsefe
1 sayfadaki 1 sayfası
Devlet Felsefesi
DEVLET FELSEFESİ
Siyaset felsefesinin bir dalını meydana getiren
ve toplumsal yaşamla devletin doguşunu, dogasını ve anlamını araştıran,
insanlarla insanların içinde yer aldıkları siyasi örgütlenmeler
arasındaki ilişkileri inceleyen felsefe dalı.
Devlet felsefesi tarihinde, devlet şu şekillerde anlaşılmıştır:
1.
Dogal bir kurum veya organizma olarak. Bu yaklaşımın klasik temsilcisi
Platon’dur. O, devleti büyük ölçekli bir insan ya da organizma, bireyin
bir devamı olarak görür ve bu durumun bir sonucu olarak da, sırasıyla
akıl, can ve iştihadan oluşan üç parçalı ruh anlayışını aynen devlete
yansıtır. Buna göre, o devletin temelini insan dogasında bulmaktadır.
2.
Devletin, yönetimde bulunanlardan ayrı olan, fakat yöneticilerin karar
ve ehliyetleriyle gelişmesine katkıda bulundukları bir kurumlar ve
hizmetler sistemi oldugunu dile getiren Aristotelesçi devlet anlayışı.
Bu çerçeve içinde, Aristoteles’te, devletin asıl amacı, yurttaşların
maddi bakımdan refaha ulaşmaları, ama daha çok ahlâki bakımdan
gelişmeleri ve olgunlaşmalarıdır. Devlet, bu amaç için vardır. Yani,
ona göre, devlet yönetimleri kendi başlarına iyi ya da kötü degildir,
ancak söz konusu amacı gerçekleştirebilmesine göre, iyi ya da kötü
devlet vardır.
3. Yapma bir varlık ve araç olarak devlet. Klasik
temsilcigini Rousseau, Hobbes ve Locke’un yaptıgı bu anlayışa göre,
insan mutlak bir özgürlük durumu içinde varolamaz. Mutlak bir özgürlük
durumunda, insanı dışarıdan belirleyen ve sınırlayan hiçbir güç
olamayacagından, her insan neyin iyi olduguna kendisi karar verir ve
kendi çıkarlarını hayata geçirmeye çalışır. Bu ise, tam bir çıkar
çatışmasına, hatta insanlar arasında bir savaşa yol açar. Fakat böyle
bir durum, tüm insanlara zarar vereceginden, insanlar bir araya
gelerek, aralarında bir sözleşme yaparlar. İnsanlar toplum sözleşmesi
adı verilen bir uzlaşma ve anlaşmaya dayanarak, ortak iradelerini
temsil edecek bir gücü, kendileri için hakem ve yönetici olarak tayin
ederler. Buradan da anlaşılacagı gibi, söz konusu anlayışta devletin
dogal bir temeli yoktur. Bu yaklaşımda devlet, insanları birbirlerine
karşı koruyacak ve kendilerini geliştirmelerine imkan verecek bir araç
olarak ortaya çıkar.
4. Devleti, kendi irade, ehliyet, yetenegi,
ve amaçları olup, bir üniversiteye benzetilebilecek cisimleşmiş bir
kişi, dünyadaki ilahi düşünce, milli bir ruh olarak gören Hegelci
devlet anlayışı. Devletin içerigini milli ruhun meydana getirdigini öne
süren Hegel ‘e göre, milli ruh, din, hukuk, bilim, sanat, sanayi gibi
türlü özel alanlara ayrılır.
5. Devletin, devleti kontrol
edenlerin, gücü elinde bulunduranların çıkar ve tercihlerinden
hareketle politikalar üreten bir tür yönetim makinesi oldugunu,
toplumdaki egemen sınıfın çıkarlarına hizmet ettigini dile getiren
Marksist devlet görüşü. Söz konusu anlayışa göre, devlet sınıflara
bölünmüş olan topluma sıkı sıkıya baglıdır. Bu çerçeve içinde devlet,
sosyal mücadeleyi, sınıf savaşını yavaşlatan, ona engel olan, ekonomik
bakımdan üstün durumda olan, üretim araçlarına sahip bulunan sınıfın
baskı aracıdır.
Siyaset felsefesinin bir dalını meydana getiren
ve toplumsal yaşamla devletin doguşunu, dogasını ve anlamını araştıran,
insanlarla insanların içinde yer aldıkları siyasi örgütlenmeler
arasındaki ilişkileri inceleyen felsefe dalı.
Devlet felsefesi tarihinde, devlet şu şekillerde anlaşılmıştır:
1.
Dogal bir kurum veya organizma olarak. Bu yaklaşımın klasik temsilcisi
Platon’dur. O, devleti büyük ölçekli bir insan ya da organizma, bireyin
bir devamı olarak görür ve bu durumun bir sonucu olarak da, sırasıyla
akıl, can ve iştihadan oluşan üç parçalı ruh anlayışını aynen devlete
yansıtır. Buna göre, o devletin temelini insan dogasında bulmaktadır.
2.
Devletin, yönetimde bulunanlardan ayrı olan, fakat yöneticilerin karar
ve ehliyetleriyle gelişmesine katkıda bulundukları bir kurumlar ve
hizmetler sistemi oldugunu dile getiren Aristotelesçi devlet anlayışı.
Bu çerçeve içinde, Aristoteles’te, devletin asıl amacı, yurttaşların
maddi bakımdan refaha ulaşmaları, ama daha çok ahlâki bakımdan
gelişmeleri ve olgunlaşmalarıdır. Devlet, bu amaç için vardır. Yani,
ona göre, devlet yönetimleri kendi başlarına iyi ya da kötü degildir,
ancak söz konusu amacı gerçekleştirebilmesine göre, iyi ya da kötü
devlet vardır.
3. Yapma bir varlık ve araç olarak devlet. Klasik
temsilcigini Rousseau, Hobbes ve Locke’un yaptıgı bu anlayışa göre,
insan mutlak bir özgürlük durumu içinde varolamaz. Mutlak bir özgürlük
durumunda, insanı dışarıdan belirleyen ve sınırlayan hiçbir güç
olamayacagından, her insan neyin iyi olduguna kendisi karar verir ve
kendi çıkarlarını hayata geçirmeye çalışır. Bu ise, tam bir çıkar
çatışmasına, hatta insanlar arasında bir savaşa yol açar. Fakat böyle
bir durum, tüm insanlara zarar vereceginden, insanlar bir araya
gelerek, aralarında bir sözleşme yaparlar. İnsanlar toplum sözleşmesi
adı verilen bir uzlaşma ve anlaşmaya dayanarak, ortak iradelerini
temsil edecek bir gücü, kendileri için hakem ve yönetici olarak tayin
ederler. Buradan da anlaşılacagı gibi, söz konusu anlayışta devletin
dogal bir temeli yoktur. Bu yaklaşımda devlet, insanları birbirlerine
karşı koruyacak ve kendilerini geliştirmelerine imkan verecek bir araç
olarak ortaya çıkar.
4. Devleti, kendi irade, ehliyet, yetenegi,
ve amaçları olup, bir üniversiteye benzetilebilecek cisimleşmiş bir
kişi, dünyadaki ilahi düşünce, milli bir ruh olarak gören Hegelci
devlet anlayışı. Devletin içerigini milli ruhun meydana getirdigini öne
süren Hegel ‘e göre, milli ruh, din, hukuk, bilim, sanat, sanayi gibi
türlü özel alanlara ayrılır.
5. Devletin, devleti kontrol
edenlerin, gücü elinde bulunduranların çıkar ve tercihlerinden
hareketle politikalar üreten bir tür yönetim makinesi oldugunu,
toplumdaki egemen sınıfın çıkarlarına hizmet ettigini dile getiren
Marksist devlet görüşü. Söz konusu anlayışa göre, devlet sınıflara
bölünmüş olan topluma sıkı sıkıya baglıdır. Bu çerçeve içinde devlet,
sosyal mücadeleyi, sınıf savaşını yavaşlatan, ona engel olan, ekonomik
bakımdan üstün durumda olan, üretim araçlarına sahip bulunan sınıfın
baskı aracıdır.
F3do :: Atatürk Ve Tarih :: Felsefe
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz