Moto GP
1 sayfadaki 1 sayfası
Moto GP
Moto GP Piyasadaki en iyi motor simülasyonu sadece bir tık uzağınızda...
Babam hep dört tekerlek iki tekerlekten iyidir demiştir. Aslında bir
çoğunuza görede tekerlek sayısı güvenlikle doğru orantılı olabilir
fakat heyecan ve alacağınız zevkin ters orantılı olarak azalacağınıda
unutmayın. Rüzgarın yüzünüzü yalaması ve en önemliside yaptığınız hızı
tam olarak hissetmeniz. Bu duyguyu eğer F1 pilotu değilseniz
hissetmeniz zor gibi geliyor. Yani 100 le gittiğinizi farzedelim. Bu
bir araba için pek hızlı sayılmaz ve araba içindeki adamda açıkçası bu
hızın gerçekte ne anlama gelebileceğinin farkında olmaz, fakat bu hızda
bile bir motor sürücüsünün yüzüne bakabilirseniz yolu ve hızı
hissettiğin, yüzündeki gerginlik ve hafif tebessümden anlayabilirsiniz.
Bazıları içinse bu iki tekerlekli canavarlar yaşam tarzı haline
gelmiştir. Ne demek istediğimi eğer bir Harley Davidson'un motor sesini
banda kaydedip defalarca dinleyen birini görürseniz sizde
anlayacaksınız. Tabi herşeye rağmen güvenliğim diyorsanız ve az da olsa
motor kullanmanın zevkini yaşamak istiyorsanız size hemen
bilgisayarınızın başına geçmenizi öneririm. Fakat unutmayın hiç kimse
sonsuza kadar yaşamaz, bence hemen bir motor alıp en yakın duvara
toslayın....
Hoca, kaç basıyo bu?
Oyuna simülasyan deniyor fakat aslında tam bir simülasyon sayılmaz.
Hani genelde araba oyunlarında takla atmak kolaydır, bir köşeye veya
başka bir arabaya çarptığımızda hemen takla atarız ya, işte bu oyunda
da takla atamama kolaylaştırılmış. Takla atmayı başarmak büyük sabır ve
iyi bir çalışma gerektiriyor. Adamımız ne kadar yana yatsada, saatte
280 km yaparken frene asılsanızda, hatta bu hızla birine çarpıp pist
dışına da çıksanız bir türlü düşemiyorsunuz. Fakat hacıyatmazda
sayılmazsınız, en azından oha duvar veya eyvah bakamiciim dediğimiz
pozisyonlarda düşüyorsunuz, tabi bazende pist dışında tekerleklerimiz
kayıyor felanda adamımız yerle buluşuyor. Oyunun garip gelen bir
tarafıda kontrolleri. Aslında yeni başlayanlar için aşırı zor ve tüm
pistin yarısını yolun dışında gitmenizi sağlayacak kadarda dikkat
istiyor. Fakat şöyle yarım saatle bir saat arası alıştırma yapıp freni
kullanmayı öğrendiğinizde aşırı kolay gelebilir. Çünkü ani bir frenle
hızınızı anında çok alt düzeylere düşürebiliyorsunuz. Aslında
kontrollere en iyi ısınma yöntemi bence zamana karşı yarışmak. Böylece
istediğiniz gibi tek başınıza tur atabilir ve zamanınızı her
geliştirdiğinizde oyuna biraz daha ısındığınızı anlayabilirsiniz.
Ayrıca bir önceki turdaki yansımanız da siz finish çizgisini geçer
geçmez yarışa başlıyor ve onunla (yani kendinzle) yarışmaya
başlıyorsunuz. Bu benim çok hoşuma gitti açıkçası, insanın kendini
geçmesi veya yansımasınına geçilmesi çok garip bir his yararatıyor
ister istemez. Bir de araba yarışlarında olduğu gibi kısa kısa yön
tuşlarına basıp yönünüzü ve dengenizi sağlamak bu oyunda pek mümkün
değil. Tam tersine tuşlara biraz uzun basmalısınız. Fren içinde aynı
şey geçerli yoksa virajlarda yolda kalmanız pek mümkün gözükmüyor.
Oyuna başlarken hayliyle bir sürücü ve motor seçmeniz iseniyor fakat
diğer oyunlardan farklı olarak bu oyunda kendi sürücünüzü ve motorunuzu
kendiniz yaratabiliyorsunuz. Yani size bazı görevler veriliyor ve bu
görevlere göre sürücünüzün özellikleri artıyor. Ama sizi temin ederim
bu iş hiçte öyle tahmin ettiğiniz gibi kolay değil. Her görev bir
öncekinden açık ara zor oluyor. Bunun için bayağı bir çalışmanız lazım.
Fakat görevleri çok iyi bir şekilde başarıp karakterinizi
oluşturduğunuzda pistte karşınıza kimse çıkamaz.
Ayrıca oyunda birde tüm yarışı kaydetme özelliği var. Yani bir yarışı
tamamladığınızda önünüze çıkan ekrandan oyununuzu save edip daha sonra
tekrar izleyebiliyorsunuz. Bu son dönemlerde çoğu yarış oyununa konan,
hatta bazı rts ve fps türü oyunlarda bile bulunan bir özellik. Aslında
yarış oyunlarında pek işe yarayacağını sanmıyorum fakat quake ve
starcraft gibi kendi türünün en iyisi olan oyunlarda çok tutulan ve
insanın oyununu etkileyen bir özellik. Yani insanlar internetten bu
kaydedilen oyunları indirip izlediklerinde bilmedikleri bir şey
örenebiliyor veya dünyanın en iyi oyuncularının sitilini öğrenebiliyor
ve kendi hareket veya stillerini yaratabiliyorlar. Ben şahsen StarCraft
ta üstat Slayer's_Boxer'ın oyununu nerde görsem tanırım. Tabi bu
Hasudrone içinde geçerli. Bu ve ismni söylemediğim daha bir çok kişi
oyunun replay özelliği sayesinde tüm dünya oyuncularını
etkileyebilmişlerdir. Tabi Quakete de Fatal1ty ve Zero4 da anmak
gerekir.
Ya baba bir tur atim nolur...
Oyunun grafikleri konusunda söylemek istediğim tek şey oynadığım motor
yarışları içinde en iyisi olduğu. Herşey en ince detayına kadar
tasarlanmış. Sesler de aynı şekilde çok hoşuma gitti açıkçası. Bir
kutuya değilde motora bindiğiniz hissini vermek için yapımcılar
ellerinden geleni yapmışlar. Motorunuzda da hiç bir yer gözünüze kare
kare gelmiyor. Açıkçası THQ da ki adamalar işlerini iyi yapmışlar ve
bizede kesinlikle oynanması gereken bir motor yarışı hazırlamışlar.
window.google_render_ad();
Babam hep dört tekerlek iki tekerlekten iyidir demiştir. Aslında bir
çoğunuza görede tekerlek sayısı güvenlikle doğru orantılı olabilir
fakat heyecan ve alacağınız zevkin ters orantılı olarak azalacağınıda
unutmayın. Rüzgarın yüzünüzü yalaması ve en önemliside yaptığınız hızı
tam olarak hissetmeniz. Bu duyguyu eğer F1 pilotu değilseniz
hissetmeniz zor gibi geliyor. Yani 100 le gittiğinizi farzedelim. Bu
bir araba için pek hızlı sayılmaz ve araba içindeki adamda açıkçası bu
hızın gerçekte ne anlama gelebileceğinin farkında olmaz, fakat bu hızda
bile bir motor sürücüsünün yüzüne bakabilirseniz yolu ve hızı
hissettiğin, yüzündeki gerginlik ve hafif tebessümden anlayabilirsiniz.
Bazıları içinse bu iki tekerlekli canavarlar yaşam tarzı haline
gelmiştir. Ne demek istediğimi eğer bir Harley Davidson'un motor sesini
banda kaydedip defalarca dinleyen birini görürseniz sizde
anlayacaksınız. Tabi herşeye rağmen güvenliğim diyorsanız ve az da olsa
motor kullanmanın zevkini yaşamak istiyorsanız size hemen
bilgisayarınızın başına geçmenizi öneririm. Fakat unutmayın hiç kimse
sonsuza kadar yaşamaz, bence hemen bir motor alıp en yakın duvara
toslayın....
Hoca, kaç basıyo bu?
Oyuna simülasyan deniyor fakat aslında tam bir simülasyon sayılmaz.
Hani genelde araba oyunlarında takla atmak kolaydır, bir köşeye veya
başka bir arabaya çarptığımızda hemen takla atarız ya, işte bu oyunda
da takla atamama kolaylaştırılmış. Takla atmayı başarmak büyük sabır ve
iyi bir çalışma gerektiriyor. Adamımız ne kadar yana yatsada, saatte
280 km yaparken frene asılsanızda, hatta bu hızla birine çarpıp pist
dışına da çıksanız bir türlü düşemiyorsunuz. Fakat hacıyatmazda
sayılmazsınız, en azından oha duvar veya eyvah bakamiciim dediğimiz
pozisyonlarda düşüyorsunuz, tabi bazende pist dışında tekerleklerimiz
kayıyor felanda adamımız yerle buluşuyor. Oyunun garip gelen bir
tarafıda kontrolleri. Aslında yeni başlayanlar için aşırı zor ve tüm
pistin yarısını yolun dışında gitmenizi sağlayacak kadarda dikkat
istiyor. Fakat şöyle yarım saatle bir saat arası alıştırma yapıp freni
kullanmayı öğrendiğinizde aşırı kolay gelebilir. Çünkü ani bir frenle
hızınızı anında çok alt düzeylere düşürebiliyorsunuz. Aslında
kontrollere en iyi ısınma yöntemi bence zamana karşı yarışmak. Böylece
istediğiniz gibi tek başınıza tur atabilir ve zamanınızı her
geliştirdiğinizde oyuna biraz daha ısındığınızı anlayabilirsiniz.
Ayrıca bir önceki turdaki yansımanız da siz finish çizgisini geçer
geçmez yarışa başlıyor ve onunla (yani kendinzle) yarışmaya
başlıyorsunuz. Bu benim çok hoşuma gitti açıkçası, insanın kendini
geçmesi veya yansımasınına geçilmesi çok garip bir his yararatıyor
ister istemez. Bir de araba yarışlarında olduğu gibi kısa kısa yön
tuşlarına basıp yönünüzü ve dengenizi sağlamak bu oyunda pek mümkün
değil. Tam tersine tuşlara biraz uzun basmalısınız. Fren içinde aynı
şey geçerli yoksa virajlarda yolda kalmanız pek mümkün gözükmüyor.
Oyuna başlarken hayliyle bir sürücü ve motor seçmeniz iseniyor fakat
diğer oyunlardan farklı olarak bu oyunda kendi sürücünüzü ve motorunuzu
kendiniz yaratabiliyorsunuz. Yani size bazı görevler veriliyor ve bu
görevlere göre sürücünüzün özellikleri artıyor. Ama sizi temin ederim
bu iş hiçte öyle tahmin ettiğiniz gibi kolay değil. Her görev bir
öncekinden açık ara zor oluyor. Bunun için bayağı bir çalışmanız lazım.
Fakat görevleri çok iyi bir şekilde başarıp karakterinizi
oluşturduğunuzda pistte karşınıza kimse çıkamaz.
Ayrıca oyunda birde tüm yarışı kaydetme özelliği var. Yani bir yarışı
tamamladığınızda önünüze çıkan ekrandan oyununuzu save edip daha sonra
tekrar izleyebiliyorsunuz. Bu son dönemlerde çoğu yarış oyununa konan,
hatta bazı rts ve fps türü oyunlarda bile bulunan bir özellik. Aslında
yarış oyunlarında pek işe yarayacağını sanmıyorum fakat quake ve
starcraft gibi kendi türünün en iyisi olan oyunlarda çok tutulan ve
insanın oyununu etkileyen bir özellik. Yani insanlar internetten bu
kaydedilen oyunları indirip izlediklerinde bilmedikleri bir şey
örenebiliyor veya dünyanın en iyi oyuncularının sitilini öğrenebiliyor
ve kendi hareket veya stillerini yaratabiliyorlar. Ben şahsen StarCraft
ta üstat Slayer's_Boxer'ın oyununu nerde görsem tanırım. Tabi bu
Hasudrone içinde geçerli. Bu ve ismni söylemediğim daha bir çok kişi
oyunun replay özelliği sayesinde tüm dünya oyuncularını
etkileyebilmişlerdir. Tabi Quakete de Fatal1ty ve Zero4 da anmak
gerekir.
Ya baba bir tur atim nolur...
Oyunun grafikleri konusunda söylemek istediğim tek şey oynadığım motor
yarışları içinde en iyisi olduğu. Herşey en ince detayına kadar
tasarlanmış. Sesler de aynı şekilde çok hoşuma gitti açıkçası. Bir
kutuya değilde motora bindiğiniz hissini vermek için yapımcılar
ellerinden geleni yapmışlar. Motorunuzda da hiç bir yer gözünüze kare
kare gelmiyor. Açıkçası THQ da ki adamalar işlerini iyi yapmışlar ve
bizede kesinlikle oynanması gereken bir motor yarışı hazırlamışlar.
window.google_render_ad();
sezo- Profesyonel
-
Mesaj Sayısı : 1980
Nerden : KOCAELİ
İş/Hobiler : ithalat -ihracat (sporcu )
Lakap : sezo
Ruh Hali :
Rep : 1199
Kayıt tarihi : 23/02/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz