F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!

Join the forum, it's quick and easy

F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!
F3do
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Harry Potter and the Prisoner of Azkaban (Oyun İncelemesi

Aşağa gitmek

Harry Potter and the Prisoner of Azkaban (Oyun İncelemesi Empty Harry Potter and the Prisoner of Azkaban (Oyun İncelemesi

Mesaj tarafından sezo Perş. Ekim 16, 2008 9:36 pm

Harry Potter and the Prisoner of Azkaban (Oyun İncelemesi)
Tür: Action
Multiplayer: Yok
Yayıncı: Electronic Arts
Yapımcı: EA Games



İşte elimizde yine bir kitap oyunu var ve biz de incelemek üzere hazır
bulunuyoruz. Aslında tam olarak kitap oyunu demek yanlış olur, kitabın
ve filmin karışımı desek daha doğru olacak sanırım. Her neyse, bu
detayı atlayıp Harry`nin Hogwarts`taki üçüncü yolculuğuna bir göz
atalım isterseniz.

Harry Potter bir çok çevre tarafından yadırganan, daha çok küçük
yaştakiler için uygun olduğu düşünülen bir ürün aslında. Bunun ne kadar
doğru, ne kadar yanlış olduğunu tespit etmek ya da tartışmak bana
kalmış birşey değil tabi, ama kesin olan birşey var ki, bu üçüncü
macera kesinlikle küçük yaştaki çocuklara uygun değil. Ha, çok mu
korkunç? Orası tartışılır. Benim gibi geceyarılarına kadar X-Files
izleyen bir tipseniz güle oynaya Dementor avlamanız mümkün, ama bunun
küçüklere uygun olmadığı kesin.

Oyunda, kaçılması imkansız Azkaban Hapisanesinden kaçmış olan çok
tehlikeli bir suçlunun Harry`nin peşine düşmesi ve Harry`nin 3. yılında
okulda olanlar işleniyor. Hikaye iyi hoş da, biraz detaysız anlatılmış
bana kalırsa. Hikaye hakkında birçok detay atlanmış, çoğu yer biraz
havada kalmış. Öyle ki, "Sirius kim? Lupin`in burda ne işi var?"
şeklinde soruların oyun boyunca kafanızda uçuşması muhtemel (filmi
izlediyseniz ya da kitabı okuduysanız bilemem tabi). Üstelik oyunun
oldukça kısa olduğunu da göz önüne alırsak (hatta benim gibi tek
oturuşta rahatlıkla bitirebilirsiniz) bu oyun için ciddi bir eksik
teşkil ediyor. Oyunun hikayesine detay katmak, hem oyunu uzatırdı, hem
de oyuna oldukça heyecan katardı kanımca...

Oyun bu sefer serinin eski oyunlarına göre daha ciddi şekilde
değişikliklere uğramış. Özellikle Harry`nin okulu Hogwarts neredeyse
baştan aşağı değişmiş. Aynı şekilde oyunun oynanışı da oldukça büyük
bir yenilik sunuyor önümüze bu sefer. Daha önceki oyunlarda sadece
Harry`yi kontrol ederken, yeni oyunda Harry, Ron ve Hermione üçlüsüyle
dolaşıp hepsini dönüşümlü olarak yönetiyoruz. Ama tabi ki hangi
karakteri ne zaman seçeceğinize siz değil, oyun karar veriyor. Aslına
bakarsanız, bu yenilik oldukça hoş olmuş bence, oyuna yeni bir hava
kattığı kesin. Her karakter farklı derslerden testlere giriyor (Ron -
Defence Against Dark Arts, Hermione - Transfiguration, Harry - Charms)
ve yeni büyüler öğreniyor. Tabi böylece her karakter farklı bir büyü
kullanınca, bulmacalar da genelde üç karakteri birden mümkün olduğunca
verimli kullanmaya dayanıyor.

Oyundaki yeni büyüler de oldukça ilginç kullanım alanlarına sahipler.
Oyunun başında trende Hogwarts`a giderken yaşadığınız fare
kovalamacasının ardından okula vardığımızda zaten karşımıza ilk Spell
Challenge`ımız çıkıyor. Ron`la oynadığımız bu bölümde, Carpe Retractum
isimli bir büyü öğreniyoruz. Bu büyü, nesneleri kendimize, ya da
kendimizi nesnelere çekmemizi sağlıyor. Oldukça değişik ve hoş bir büyü
olmuş bence. İkinci Spell Challenge, Laprifors ve Draconifor büyülerini
içeriyor. Burada da Hermione`yi kullanarak tavşan ve ejderha (büyük
birşey beklemeyin, küçük, yavru bir ejderha elbette) heykellerine büyü
yaparak onları canlandırıp kontrol ediyoruz. Son Challenge ise Harry`ye
ait ve Glaucius büyüsünü öğreniyoruz.


Glaucius`un şüphesiz en zevkli yanı koca bir şelaleyi dondurup,
üzerinden kaymaya başlamak! Aynı zamanda Salamender`leri de dondurmak
için Glaucius büyüsünü kullanıyoruz. Bu Spell Challenge`lar birçok
gizli bölgeyi de içeriyorlar tabi. Bir yandan büyüye hakim olmaya
çalışırken, diğer yandan da gizli yerler ve Challenge Shield`ler için
gözünüzü açık tutmanız gerekiyor. Her Spell Challenge`da 10 tane Shield
var. Bunların 10`unu da bulabilmek için en olmadık yerlere bakmanız ve
her yere büyü yapmayı denemeniz gerekiyor genelde. Bulduğunuzda ise
Bean Bonus Room adı verilen bir odaya girmek için hak kazanıyorsunuz.

Oyunda alışveriş yapmak için kullandığınız şeyler renkli fasülyeler,
balkabakları ve kazan kekleri. Bean Bonus Room`da ise bizi fasülye,
balkabağı ve kazan kekleriyle dolup taşan bir odaya bırakıyorlar.
Kısıtlı zaman içinde toplayabildiğiniz kadarını topluyorsunuz. 10
Shield`in tamamını bulmak için hoş bir sebep...

Bu 3 büyü dışında Harry`nin öğrendiği bir büyü daha var ki, kanımca bu
büyülerin içinde en zevklisi. Bu büyü, Dementor`ları kendinizden uzakta
tutmanın yegane yolu. Expecto Patronum adlı bu büyünün yapılış yolu da
biraz farklı. Siz asanızı sallamaya başladığınızda kolunuzdan asaya
doğru bir halka yayılmaya başlıyor. Halka tam asanıza geldiğinde büyüyü
yaparsanız, büyü başarıyla Dementor`ı yokediyor. Açıkçası oyunun en
zevkli kısmının yüzlerce Dementor`la çevrildiğiniz bölüm olduğunu da
söyleyebilirim. Gaza gelip sağa sola asa salladıktan sonra bittiğinde
"daha yok mu, yeni ısınmıştık?" demeniz muhtemel...

Yeni öğrendiğimiz büyüler tabi ki bulmacaları çözerken sürekli bize
eşlik etmeye devam ediyor. Hogwarts oldukça büyük bir okul ve
içerisinde birçok gizli yeri bulunduruyor. Zaten serinin daha önceki
oyunlarının da en hoş yanı buydu kanımca. O kadar çok gizli yer var ki,
hepsini bulmadan rahat edemiyorsunuz. Gizli yerlerin hepsini
bulursanız, bu sefer tüm Wizard Card`ları bulmak için uğraşıyorsunuz...

Peki Wizard Card`lar ne işe yarıyor? Bu Büyücü Kartlarından toplam 80
tane var. Herhangi bir yere gizlenmiş olabilirler; Spell
Challenge`lardaki gizli bölmelere, okuldaki gözden kaçabilecek yerlere,
ya da bir balkabağının içine! Eh, neden serinin önceki oyunlarını da
oynamış olanların bu oyunda şüpheli gördükleri her yere "kesin gizli
yer var burda, giricem bakıcam ben" diye yarım saat kastığını
anlamışsınızdır artık. (Kulakların çınlasın Emre, o çitte birşey yok
dememe rağmen yarım saat aradın ya orayı, ne diyeyim ben sana!)

Toplam 80 kart olduğunu söylemiştim az önce, bunlardan bazılarını
kendiniz bulacak, bazılarını okulun çoğu yerinde bulunan kart satan
öğrencilerden alacaksınız. 74 tane kartı da bulduğunuzda Fred ve
George`un dükkanına gidip gizli kartı alabilirsiniz. Bu durumda
elinizde hala 75 kart var, diğer 5 karta nasıl ulaşacaksınız? Gizli
kartı aldıktan sonra kendimizi Bean Bonus Room`da buluyoruz ve bu sefer
zaman kısıtlaması yok! Odadaki herşeyi dilediğinizce toplamakta
serbestsiniz, 5 bonus kart da dahil...

Fred ve George`un dükkanından bahsetmişken, oyunda çeşitli yerlerde
bulunan portrelere giriş için şifreleri de buradan alıyoruz. Toplam 8
tane portre var, ve bu portrelerin hepsinin şifresini almadan da oyunu
bitiremiyorsunuz zaten. Bu portrelerin arkasında ise bolca kart,
fasülye, balkabağı ve kazan keki sizi bekliyor genelde...
Oyunu bitirmek için yapmanız gereken başka şeyler de var tabi.
Portrelerin şifrelerini aldınız, Spell Challenge`larınızı geçtiniz...
Herşey bitti sanmayın, daha yıl sonu sınavları ve mini oyunlar var...

Yıl sonu sınavları oldukça hoşuma gitti. Oyunun sonuna geldiğinizde
Carpe Retractum, Lapifors ve Draconifor ve son olarak da Glaucius
büyülerinden son bir sınava tabi tutuluyorsunuz. Burada tam not
alabilmek için 5 Challenge Shield`i de bulmalısınız. Bu sınavlar normal
Spell Challenge`lardan biraz daha zor, ama yine de kolaylıkla
geçebileceğiniz türde.

Mini oyunlar ise 3 tane. Hipogrif uçurmak, Canavar kitapla karşılaşmak
ve Pixie dolu bir kuyuyu temizlemek... Bu 3 oyunun da 5 aşaması var ve
her aşamayı bitirişinizde bir Wizard Card kazanıyorsunuz. Bu oyunlardan
sadece Hipogrif ile uçmayı istediğiniz kadar tekrarlayabilirsiniz,
diğerleri sadece bir kere oynanabiliyor.

Oynanıştaki detayları geçtik, gelelim biraz da teknik detaylara.
Grafikler eski olmasına rağmen oldukça cilalanmış ve doğruyu söylemek
gerekirse oyuna yakıştığı için fena gözükmüyorlar. Tabi şimdi bu
grafikleri kalkıp da bir Far Cry, Half-Life 2`yle karşılaştırırsanız
çok yetersiz geldiğini söyleyebilirsiniz. Ama sonuçta oyunun
atmosferine bu grafikler gayet yakışıyor ve oyun oldukça hoş görünüyor
bence.

Sesler ise grafiklerden daha önde. Gerek büyü sesleri, gerek
karakterlerin sesleri oldukça iyi kaydedilmiş. Kesinlikle kulak
tırmalamıyorlar. Hatta bazen durup beklediğiniz zaman Hermione ve
Ron`un kavgalarına dahi şahit oluyorsunuz ki, bazen oldukça ilginç
olabiliyorlar... Müzikler oyunun belki de en iyi yanı, gerçekten çok
iyi orkestral müzikler var oyunda. Gerçi filmin müziklerini yapanın da
John Williams (bilmeyenler için, kendisi Star Wars serilerindeki
müziklerin de yaratıcısıdır) olduğu düşünülürse buna pek şaşırmamak
gerekir sanırım. Aklıma gelmişken, oyunun müzikleri mp3 olarak oyunun
klasörünün içinde bulunmakta. Meraklısı oradan dinleyebilir yani.

Harry Potter`ın 3. macerası diğerlerinden iyi olmuş. Eğlenceli vakit
geçirmek istiyorsanız verdiğiniz paraya değer, ki zaten oyun tek CD
üzerinde geliyor. Ve tek CD`den anlayabileceğiniz gibi çok kısa olması
gibi bir dezavantajı var. Öyle ki, iyi bir oyuncuysanız 4 yada 5
saatte, tüm gizlerini çözmüş olarak bir oturuşta bitirebilirsiniz. ÖSS
öncesi biraz stres atmak, keyifli bir macera oyunu oynamak, gizli
şeyler keşfetmek istiyorsanız, bu oyunu gönül rahatlığıyla
alabilirsiniz.
sezo
sezo
Profesyonel
Profesyonel

Erkek
Mesaj Sayısı : 1980
Nerden : KOCAELİ
İş/Hobiler : ithalat -ihracat (sporcu )
Lakap : sezo
Ruh Hali : Harry Potter and the Prisoner of Azkaban (Oyun İncelemesi Seytan10
Rep : 1199
Kayıt tarihi : 23/02/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz