Seni Kanıma Karıştırdım İsteyerek...
1 sayfadaki 1 sayfası
Seni Kanıma Karıştırdım İsteyerek...
İstanbul’u telefondaki sesinle karıştırdım.
Bakırköye inerken cebime sıkıştırdığın ellerin kadar sıcak bir nefes soluyorum ben..
Rozalina yı bende tanımıyorum anne. Kemanın sesi her daim piyanoyla
sevişebiliyorsa bunda ne roza nın ne lina nın günahı var.. günahı
işleyen kelimeler.. bulutların üstünde buruşturulmuş bir kahpeden söz
edilmiş sana.. bu rozalina değil.. o buluşturulmuş bir sevdanın
buruşturulmuş şaşkını anne.. beni dinle.. gitme..
İstanbul’u telefondaki gülüşünle karıştırdım. Beylikdüzünden dönerken
soluk soluğa kaldığımız çocukluğumuz kadar aceleci heyecanlar yaşıyorum
ben..
Seni çok iyi tanıyorum baba.. Tövbelerime yol verdiğim pişmanlığım
kadar hemde.. tabağımda bıraktığım yemek artıklarının günahı kadar..
Yani ruhumun sızlaması için gitmen gerekmez.. Ben seninle alışkınım
güneşi ayla sevişirken görmeye.. Ojeni düş havuzunda kaybettiğin gün
seçtin kum olmayı. Sen yirmidokuz ayın külüsün. Bense külün kölesi baba.. beni dinle.. gitme..
İstanbul’u telefondaki gözyaşlarınla karıştırdım.. Tophaneden beşiktaşa
ıslanırken kopardığımız bütün şemsiyeler kadar korunmasız ve ıslak
sevgini yaşıyorum ben..
Sen Tanrının kollarında uyumamış tek güzelsin sevdiğim. Anlık
kesişmelerimize “biz” ekensin aşk sağanağına yüz sürensin.. benimsin..
Rozalina yı bende tanımıyorum. Bahar yüzüme benziyorsun renk cümbüşüme batırıp batırıp çıkarıyorsun ahrazlığımı..
Ortada kolları bağlı ayakları ıslak uzanıyorum..
Annem babam sevgilim..
Seni kanıma karıştırdım isteyerek..
Afedersin..
Yokluğunu kıyasladığım bütün benzeşmeler yokluğuma çıkıyor..
Bakırköye inerken cebime sıkıştırdığın ellerin kadar sıcak bir nefes soluyorum ben..
Rozalina yı bende tanımıyorum anne. Kemanın sesi her daim piyanoyla
sevişebiliyorsa bunda ne roza nın ne lina nın günahı var.. günahı
işleyen kelimeler.. bulutların üstünde buruşturulmuş bir kahpeden söz
edilmiş sana.. bu rozalina değil.. o buluşturulmuş bir sevdanın
buruşturulmuş şaşkını anne.. beni dinle.. gitme..
İstanbul’u telefondaki gülüşünle karıştırdım. Beylikdüzünden dönerken
soluk soluğa kaldığımız çocukluğumuz kadar aceleci heyecanlar yaşıyorum
ben..
Seni çok iyi tanıyorum baba.. Tövbelerime yol verdiğim pişmanlığım
kadar hemde.. tabağımda bıraktığım yemek artıklarının günahı kadar..
Yani ruhumun sızlaması için gitmen gerekmez.. Ben seninle alışkınım
güneşi ayla sevişirken görmeye.. Ojeni düş havuzunda kaybettiğin gün
seçtin kum olmayı. Sen yirmidokuz ayın külüsün. Bense külün kölesi baba.. beni dinle.. gitme..
İstanbul’u telefondaki gözyaşlarınla karıştırdım.. Tophaneden beşiktaşa
ıslanırken kopardığımız bütün şemsiyeler kadar korunmasız ve ıslak
sevgini yaşıyorum ben..
Sen Tanrının kollarında uyumamış tek güzelsin sevdiğim. Anlık
kesişmelerimize “biz” ekensin aşk sağanağına yüz sürensin.. benimsin..
Rozalina yı bende tanımıyorum. Bahar yüzüme benziyorsun renk cümbüşüme batırıp batırıp çıkarıyorsun ahrazlığımı..
Ortada kolları bağlı ayakları ıslak uzanıyorum..
Annem babam sevgilim..
Seni kanıma karıştırdım isteyerek..
Afedersin..
Yokluğunu kıyasladığım bütün benzeşmeler yokluğuma çıkıyor..
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz