Osman Gazi’nin Rüyası
F3do :: Atatürk Ve Tarih :: Tarih
1 sayfadaki 1 sayfası
Osman Gazi’nin Rüyası
Osman Gazi bir gece Şeyh Edebali’nin zaviyesinde misafir kalmıştı.
Gece, vakit hayli ilerleyince istirahat etmek üzere odasına çekilmişti.
Fakat yatmak üzereyken rafta gözüne ilişen Kuran-ı Kerim’e saygısından
dolayı yatamadı. Uyuyamadı. Kuran’ı alıp okumaya başladı.
O gece sabaha kadar Kuran okudu. Tam 6 saat. Hikmet-i İlahi, Osman Gazi
Han’ın Kuran’a olan bu saygısından dolayı her okuduğu saate 1 asır lutf
edilmiş, hanedanı 6 asır hükümran olmuştur 7 cihana.
Vakit sabah ezanlarına yaklaşmışken, yorgunluk ve uyku da bir hayli
bastırmışken, Kuran elinde, yaşlandığı yerde, tatlı bir uykuya daldı
Sultan Osman Han.
Uyurken bir rüya gördü. Rüyasında kendisi Şeyh Edebali’nin yanında
yatıyordu. Edebali’nin göğsünden bir hilal doğdu. Hilal biraz
yükseldikten sonra büyüdü, büyüdü ve dolunay haline gelince kendisinin
göğsüne girdi. Daha sonra göğsünden bir ağaç bitip büyümeye, yükselmeye
başladı. Bir çınar ağacıydı bu. Büyüdükçe yeşerdi, güzelleşti.
Dallarının gölgesiyle bütün dünyayı kapladı.
Ulu çınarın gölgesinde dağlar, dağların dibinde pınarlar gördü. Ağacın
yanında ise dört sıra dağlar gördü ki bunlar Kafkas, Atlas, Toros ve
Balkanlardı. Ağacın köklerinden Dicle, Fırat, Nil ve Tuna çıkıyordu. Bu
nehirde koca koca gemiler yüzüyordu. Tarlalar ekin doluydu. Ağaçlar
meyve dolu. Dağların tepeleri ormanlarla örtülüydü. Ruy-i Zemin
yemyeşil, asuman masmaviydi. Vadilerde şehirler vardı. Şehirlerde
camiler arz-i didar ediyordu. Bunların hepsinin altın kubbelerinde
birer hilal parlıyor, minarelerinde müezzinler ezan okuyorlardı. Ezan
sesleri ağaç dallarındaki kuşların cıvıltısına karışıyordu. Bir ara ulu
çınarın yaprakları kılıç gibi uzamaya başladı. Derken bir rüzgar çıkıp
bu yaprakları İstanbul’a doğru çevirdi. Şehir iki denizin ve iki
karanın birleştiği yerde iki masmavi firuze ile iki yemyeşil zümrüt
arasına oturtulmuş pırıl pırıl bir elmas gibiydi. Sanki bütün dünyayı
kuşatan geniş bir ülke gibi halkalanan bir yüzüğün kıymetli taşını
andırıyordu İstanbul.
Ve nihayet Osman Gazi Han bu yüzüğü parmağına takıyorken uyandı.
Sabah ezanları okunuyordu.
Gece, vakit hayli ilerleyince istirahat etmek üzere odasına çekilmişti.
Fakat yatmak üzereyken rafta gözüne ilişen Kuran-ı Kerim’e saygısından
dolayı yatamadı. Uyuyamadı. Kuran’ı alıp okumaya başladı.
O gece sabaha kadar Kuran okudu. Tam 6 saat. Hikmet-i İlahi, Osman Gazi
Han’ın Kuran’a olan bu saygısından dolayı her okuduğu saate 1 asır lutf
edilmiş, hanedanı 6 asır hükümran olmuştur 7 cihana.
Vakit sabah ezanlarına yaklaşmışken, yorgunluk ve uyku da bir hayli
bastırmışken, Kuran elinde, yaşlandığı yerde, tatlı bir uykuya daldı
Sultan Osman Han.
Uyurken bir rüya gördü. Rüyasında kendisi Şeyh Edebali’nin yanında
yatıyordu. Edebali’nin göğsünden bir hilal doğdu. Hilal biraz
yükseldikten sonra büyüdü, büyüdü ve dolunay haline gelince kendisinin
göğsüne girdi. Daha sonra göğsünden bir ağaç bitip büyümeye, yükselmeye
başladı. Bir çınar ağacıydı bu. Büyüdükçe yeşerdi, güzelleşti.
Dallarının gölgesiyle bütün dünyayı kapladı.
Ulu çınarın gölgesinde dağlar, dağların dibinde pınarlar gördü. Ağacın
yanında ise dört sıra dağlar gördü ki bunlar Kafkas, Atlas, Toros ve
Balkanlardı. Ağacın köklerinden Dicle, Fırat, Nil ve Tuna çıkıyordu. Bu
nehirde koca koca gemiler yüzüyordu. Tarlalar ekin doluydu. Ağaçlar
meyve dolu. Dağların tepeleri ormanlarla örtülüydü. Ruy-i Zemin
yemyeşil, asuman masmaviydi. Vadilerde şehirler vardı. Şehirlerde
camiler arz-i didar ediyordu. Bunların hepsinin altın kubbelerinde
birer hilal parlıyor, minarelerinde müezzinler ezan okuyorlardı. Ezan
sesleri ağaç dallarındaki kuşların cıvıltısına karışıyordu. Bir ara ulu
çınarın yaprakları kılıç gibi uzamaya başladı. Derken bir rüzgar çıkıp
bu yaprakları İstanbul’a doğru çevirdi. Şehir iki denizin ve iki
karanın birleştiği yerde iki masmavi firuze ile iki yemyeşil zümrüt
arasına oturtulmuş pırıl pırıl bir elmas gibiydi. Sanki bütün dünyayı
kuşatan geniş bir ülke gibi halkalanan bir yüzüğün kıymetli taşını
andırıyordu İstanbul.
Ve nihayet Osman Gazi Han bu yüzüğü parmağına takıyorken uyandı.
Sabah ezanları okunuyordu.
F3do :: Atatürk Ve Tarih :: Tarih
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz