F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!

Join the forum, it's quick and easy

F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!
F3do
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Saltuklular

Aşağa gitmek

Saltuklular Empty Saltuklular

Mesaj tarafından chatlak Salı Ekim 28, 2008 8:51 am

1. Saltuklular'in Kurulusu

Saltuklular, 1071-1202 tarihleri arasinda Erzurum, Pasinler, Tercan,
Ispir, Oltu, Tortum, Micingerd, Bayburt ve civarinda hüküm sürmüs bir
Türk beyligidir.

Malazgirt zaferinden sonra Anadolu'da kurulan ilk Türk beyligi olan
Saltuklular'in baskenti Erzurum idi. Islâm kaynaklarinda Kalikala ve
Erzenu'r-Rûm seklinde geçen Erzurum, Hz. Osman zamaninda 653 yilinda
fethedilmistir. Fetihten sonra Erzurum'u bir üss ve karargâh olarak
kullanan müslümanlar, buradan kuzey ve dogu istikâmetinde akinlar
düzenlediler. Sehir Abbâsîler'in ilk yillarinda Bizans imparatorlugunun
eline geçtiyse de daha sonra geri alinmistir. Bizans ordulari XI.
yüzyilda Erzurum'u isgal ederek Azerbaycan'a kadar uzandilar. Ayni
yillarda baslayan Selçuklu akinlari ve Türkmen muhacereti sebebiyle
Türkler'le Bizanslilar arasinda uzun yillar devam edecek olan
çatismalar basladi.

Çagri Bey'in 1015-1021 yillari arasinda Dogu Anadolu'ya düzenledigi
kesif seferinden sonra Arslan Yabgu'ya bagli Oguzlar, Gazneli
kuvvetlerinin takibi sebebiyle Anadolu'ya girmisler ve agir kayiplar
vermelerine ragmen Azerbaycan'a, Bizans topraklarina ve Diyarbekir
yöresine kadar yayilmislardir. 1038 yilinda gerçeklestirilen üçüncü bir
akinla da Van Gölü havzasina kadar gelmislerdir. Yeni iltihaklarla
sayilari bir hayli artan Türkmenler, 1044 yilinda büyük kitleler
hâlinde Dogu Anadolu'ya girdiler. Süratle Vaspuragan civarina gelen bu
Türmenler'in hedefi Erzurum'u ele geçirmekti. Bu gelismeler üzerine
Bizans'in güçlü imparatoru II. Basileios Dogu'daki sinirlarini emniyet
altina almak için seferber olmus ve imparatorlugun sinirlarini
Azerbaycan ve Kafkasya'ya kadar genisletmistir.

Daha sonraki yillarda ayni siyaseti takip eden Imparator Konstantinos
IX. Monomakhos, Oguzlar'a karsi harekete geçerek 1045 sonbaharinda
Gürcü prensi Liparit komutasinda gönderdigi orduyla Seddâdîler'in
elindeki Duvin sehrini ele geçirmek istemistir. Bunun üzerine Büyük
Selçuklu hükümdari Tugrul Bey, Kutalmis komutasindaki bir orduyu Bizans
kuvvetlerine karsi gönderdi ve Selçuklular'la Bizanslilar arasinda ilk
ciddî çatisma vuku buldu. Kutalmis, Musul ve Diyarbekir yöresinde
Türkmenler'i de yanina alarak 1045 yilinda Gürcü ve Rumlar'dan olusan
müttefik Bizans ordusunu bozguna ugratti. Öte yandan Tugrul Bey'in
yakin adamlarindan Emîr Hasan da yirmibin kisiyle Erzurum ve Pasinler
ovalarini ele geçirdi. Fakat Bizanslilar bu Selçuklu beyini tâkip
ederek Büyük Zap Suyu yakinlarinda pusuya düsürüp Hasan Bey ile çok
sayida arkadasini sehit ettiler.

Hasan Bey'in ölümü, Tugrul Bey'i çok üzdü ve intikam almak için Ibrahim
Yinal'i Bizans'a karsi Anadolu seferine memur etti. Ibrahim Yinal
Türkistan'dan Nisapur'a gelen yogun bir Türkmen kitlesini 1047
tarihinde Anadolu'ya sevketti. Ertesi yil Türkmen kitleleri, Erzurum ve
Pasin ovalarinda toplanmaya basladi. Insan dalgalari bir sel gibi
ülkenin her tarafini istila etti. Batida Gümüshane ve Trabzon, kuzeyde
Ispir, güneyde Mus ve Agri taraflarina kadar yayildi. Türkler daha
sonra Siirt ile Meyyâfârikîn arasindaki Erzen üzerine yürüdüler. Çok
çetin geçen savaslardan sonra halk Kalikala (Erzurum) sehrine sigindi.
Kalikala bu tarihten itibaren yakinindaki Erzen sehrinin adini aldi ve
Erzen'den tefrik etmek için Erzenu'r-Rum, daha sonra Arz-i Rum ve
nihayet Erzurum olarak anilmaya baslandi.

Ibrahim Yinal, Bizans kuvvetlerini takip ederek 18 Eylül 1048 tarihinde
Hasankale'de cereyan eden savasta onlari korkunç bir bozguna ugratti.
Basta Liparit olmak üzere pek çok kisi esir alindi. Tugrul Bey, daha
sonra bizzat Malazgirt ve Erzurum üzerine sefer düzenledi. 1055 yilinda
Türkistan'dan gelen bir Türkmen kitlesi Erzurum ve Bayburt civarini ele
geçirdi. 1059 yilinda Ibrahim Yinal'in isyaninin bastirilmasindan sonra
Türkler, tekrar büyük kitleler hâlinde aralarinda muhtemelen Emîr
Saltuk'un da bulundugu bir grup komutanin emrinde Anadolu'ya akinlara
basladilar. Tugrul Bey'in ölümünden sonra Selçuklu tahtina geçen Sultan
Alparslan zamaninda da Anadolu'ya yapilan akinlar devam etti. Durumun
giderek aleyhine gelistigini gören Imparator Romanos Diogenes,
1070-1071 kisinda büyük bir orduyla Anadolu seferine çikmayi planladi.
Maksadi Anadolu'yu Türkler'den kurtarmak, Islâm topraklarini isgal ve
Selçuklu devletini ortadan kaldirmakti.

13 Mart 1071 tarihinde Ayasofya'da yapilan büyük bir törenden sonra
yola çikan imparator, Erzurum'a varinca kuvvetlerinin bir bölümünü
Gürcistan'a göndererek arkasini emniyet altina almayi düsündü.
Imparatorun Erzurum'a vardigini Meyyafarikîn'de haber alan Sultan
Alparslan süratle Erzen ve Bitlis yoluyla Ahlat'a hareket etti. Nihayet
Bizans ve Selçuklu kuvvetleri arasinda 26 Agustos 1071'de Malazgirt'te
meydana gelen savas bilindigi üzere Selçuklular'in kesin zaferiyle
sonuçlanmis ve imparator esir düsmüstür. Fakat Romanos Diogenes'in
tahttan uzaklastirilarak gözlerine mil çekilmesi ve yeni imparator
Mihail Dukas'in Selçuklularla yapilan anlasmayi tanimadigini ilân
etmesi üzerine Sultan Alpaslan, Saltuk, Artuk, Mengücük, Çavli,
Danismend ve Çavuldur gibi emirlerini Anadolu'ya göndererek fetihlerde
bulunmalarini istemis ve fethedecekleri sehir ve kasabalari kendilerine
ikta edecegini bildirmistir.

a) Ebu'l-Kasim Saltuk:

Malazgirt zaferinin kazanilmasinda önemli rol oynayan komutanlardan
biri de Emîr Saltuk idi. Zahireddin Nisâburî ile Resîdüddin'in verdigi
bilgilerden Saltuklu hânedaninin kurucusu olan Ebu'l-Kasim Saltuk'un
Anadolu'nun fethinde çok önemli hizmetlerde bulundugunu ve zaferden
sonra Sultan Alparslan'in Kars'tan Bayburt'a, Bingöller'den Barkal
daglarina kadar uzanan sahada yer alan Kars, Pasinler, Oltu, Erzurum,
Tortum, Ispir, Bayburt ve yörelerini veraset yoluyla çocuklarina da
intikal etmek üzere ona ikta ettigini anliyoruz.

Selçuklu topraklarinin sinirlarinda yer alan Erzurum'un kendisine ikta
edilmis olmasi, onun diger beylerden daha önemli mevkide bulundugunu
göstermektedir. Gürcü kaynaklarinda da Izzeddin Saltuk'un atalarinin
Oguzlar'a ve Selçuklu hükümdarlarina mensup oldugu kayitlidir. Saltuklu
hanedaninin 516 (1123) yilindan itibaren Saltukogullari (Beni Saltuk)
adiyla tanindigini görüyoruz. Abbasî halifesi Müstersid Billah'in,
Hille Arap emîri Dübeys b. Sadaka'ya karsi yardim istemesi üzerine
Zengî b. Aksungur ve Togan Arslan ile beraber Saltukogullari da
Bagdat'a gitmisti.

b) Ali b. Ebu'l-Kasim:

Ebu'l-Kasim Saltuk'un ölümü üzerine yerine oglu Ali geçti. Ibnü'l-Esîr,
496 (1102-1103) yili olaylarini anlatirken Ali b. Ebu'l-Kasim Saltuk'un
sözkonusu tarihte beyligin basinda bulundugunu ifade eder. Büyük
Selçuklu sultani Berkyaruk ile kardesi Gence meliki Muhammed Tapar
arasinda 8 Cemaziyelâhir 496 (19 Subat 1103) tarihinde Hoy kapisinda
cereyan eden ve Muhammed Tapar'in maglubiyetiyle biten savastan sonra
Muhammed Tapar Ercis'e, oradan da Sökmen el-Kutbî'nin hâkimiyetindeki
Ahlat'a çekilmisti. Yaninda Sökmen el-Kutbî, Muhammed b. Yagisiyan ve
Kizil Arslan gibi emirler vardi. Erzenu'r-Rum hâkimi Ali de bu sirada
Ahlat'a gelerek onlara katildi ve hep birlikte Sultan Alparslan
tarafindan Menûçehr'e verilen Ani üzerine yürüdüler.

Iki kardes arasinda 497 (1104) yilinda yapilan anlasmaya göre Sepidrud
(Kizilören) sinir olacak, Azerbaycan, Kafkasya, Diyarbekir, el-Cezîre,
Musul ve Suriye ülkeleri Muhammed Tapar'a verilecekti. Bu anlasmaya
göre sinir boylarindaki beyler, bu arada Saltuklu Ali de Sultan
Muhammed Tapar'a tâbi olacakti. Sultan Muhammed Tapar, 1105 Subat'inda
Meyyafarikîn'e giderken Dogu Anadolu'daki sehirlere hâkim olan
Erzenu'r-Rum emîri Ali, Diyarbekir beyi Ibrahim b. Yinal, Siirt emîri
Kizil Arslan, Artukoglu Sökmen, Erzen-Bitlis beyi Hüsameddin Togan
Arslan ve Harput emîri Sahruh da ona refakat ediyordu.

Büyük Selçuklular, aralarindaki dâhilî çekismeler ve Haçli istilâsiyla
mesgul iken Gürcü krali David Türkler'e karsi saldiriya hazirlaniyordu.
1115 tarihinde Rostof'u aldiktan sonra Çoruh nehri vadisinde ileri
harekâta geçti. Ertesi yil Saltuklular'in hâkimiyetindeki topraklara
girip Pasinler'e kadar geldi ve çok sayida Türk'ü öldürdü. 1118 yilinda
da Azerbaycan taraflarina hücuma geçti. Bunun üzerine Artukoglu Ilgazi,
Gürcüler'le cihada memur edildi ve 1121 yilinda Erzen beyi Togan Arslan
ile Erzurum'a geldi.

Saltuklu Emîr Ali de burada onlara katildi ve birlikte Tiflis'e hareket
ettiler. Fakat Gürcüler karsisinda maglup oldular, Kral David de
Tiflis'i zaptetti. Bu arada Menûçehr'in oglu Ebu'l-Esvar, Ani'yi
Gürcüler'e karsi müdafaa edemeyecegini anlayarak altmisbin dinar
karsiliginda Saltuklular'a satti. Fakat sehirdeki hristiyan ahali daha
erken davranip Kral David'i durumdan haberdar ederek sehri ona teslim
ettiler. Ani'deki cami, kiliseye çevrildi ve daha önce Ahlat'tan
götürülerek kubbeye konulmus olan hilâlin yerine haç dikildi. Böylece
Sultan Alparslan'in 1064'de aldigi Ani, altmis yil sonra hristiyanlarin
eline geçmis oldu (1123-1124).

c) Ziyaeddin Gazi:

Ali'nin ölümünden (muhtemelen 1124) sonra Saltuklu tahtina kardesi
Ziyaeddin Gazi geçti. Kitabelerden anlasiligina göre Erzurum'daki Kale
Camii ve Tepsi Minare (Saat Kulesi)'yi yaptiran Saltuklu emîri
Ziyaeddin Gazi'dir. Fakat hakkinda fazla bilgi yoktur. I Hakki Konyali
tarafindan okunmus olan Tepsi Minare kitabesinde onun ünvan ve
lâkaplari söyle siralanmaktadir: "Mevlâna Ziyaeddin Kutbu'l-Islâm,
Nasîruddevle, Zahîru'l-mille, Semsü'l- (Mülûk) ve'l-Ümerâ Inanç Beygu
(Yabgu) Alp Tugrul Bey Ebu'l-Muzaffer Gazi b. Ebi'l-Kasîm".

Ziyâeddin Gazi, 1126'da Gürcüler'e karsi düzenlenen sefere katildigi
gibi 1131 yilinda da Ivani'yi büyük bir bozguna ugratti. Gürcüler onun
zamaninda Ispir ve Pasinler'i geçerek Oltu'ya kadar gelmislerdi.
Artuklu Temürtas, Ziyâeddin Gazi'nin kiziyla evlendi ve böylece iki
hanedan arasinda akrabalik kuruldu.

Ziyâeddin Gazi, Azîmî'ye göre 526 (1131-1132) yilinda ölmüstür.

d) II. Izzeddin Saltuk:

Gazi'den sonra beyligin basinda yegeni II. Izzeddin Saltuk'u görüyoruz
(1132-1168). Onun devrinde Ahlatsahlar ve Erzen beyleriyle ittifak
yapilmis ve evlilik yoluyla kurulan akrabaliklarla bu ittifaklar
takviye edilmistir. Izzeddin Saltuk kizlarindan Sahbânû'yu Ahlat sahi
II. Sökmen ile, diger kizini da Erzen beyi Togan Arslan'in oglu Kurti
veya Yakup Arslan ile evlendirmistir.

Ani emîri Fahreddin de onun kizlarindan birine talip olmus, fakat
reddedilmisti. Buna içerleyen Fahreddin, ondan intikam almaya karar
verdi ve Saltuk'a elçi gönderip: "Ben zayifladim; Gürcüler'e karsi
Ani'yi müdafaa edecek gücüm yoktur. Bu sehri sana teslim edip hizmetine
girmek istiyorum" dedi.

Aslinda kizini vermedigi için ondan intikam almak istiyordu. Bu sebeple
Kral Dimitri'ye gizlice haber gönderip onu da ülkesine davet etti. Bu
komplo sebebiyle Ani'den baskina ugrayan Saltuklular maglup ve perisan
oldular. Basta Izzeddin Saltuk olmak üzere çok sayida Türk askeri esir
düstü. Ahlat sahi Sökmen ile Artuklu hükümdari Necmeddin Alpi krala
elçiyle yüzbin dinar fidye gönderip Saltuk'u kurtardilar. Bu paranin
toplanmasinda kizi Sahbânû da önemli rol oynadi. Ülkesine dönen
Izzeddin Saltuk da diger Türk esirlerini kurtarmak için büyük meblaglar
ödemek zorunda kaldi.

Bu basariya ragmen Ani'yi isgal edemeyen Gürcüler, 550 (1155) yilinda
Fahreddin'i yakalayip sehri kardesi Fazlûn'a verdiler. Fakat papazlar,
556 (1161) yilinda Fazlûn'u bozguna ugrattilar. Gürcü krali Giorgi,
Seddadîler'in topraklarini yagmaladiktan sonra Ani'yi ele geçirdi. Bu
sehirde dogup büyümüs olan Kadi Burhaneddin Anevî bu olayi söyle
anlatir:

"Ben 18 yasinda iken birden bire Gürcü askeri gelip Ani'yi kusatti ve
aldi. Birçok müslüman, kadin-erkek, genç-ihtiyar kiliçtan geçirildi. O
zaman ben ve ailem Gürcü Yuvan'a (Ivani) esir olduk. Ben onlarin dilini
ve Incil'ini bildigim için kurtuldum ve hemen o memleketten uzaklasarak
Anadolu'ya (Rûm'a) geldim".

Gürcüler 556 (1161) yilinda Ani'yi isgal edince Ahlat sahi II. Sökmen,
Izzeddin Saltuk, Erzen ve Bitlis beyi Devletsah, Mardin ve Artuklu
emîri Necmeddin Alpi ve diger bazi Türk emîrleri Temmuz ayinda sefere
çikmaya karar verdiler. Müttefik Türk kuvvetleri, Agustos 1161
tarihinde Ani'yi kusattilar. Gürcü krali Giorgi, bunu haber alinca
süratle Ani'ye hareket etti. Savas baslamak üzereyken Izzeddin Saltuk
ordugâhtan ayrildi.

chatlak
chatlak
Genel Yetkili
Genel Yetkili

Kadın
Mesaj Sayısı : 1083
Nerden : Kocaeli/Gebze
Lakap : sweeti
Ruh Hali : Saltuklular Uykulu10
Rep : 70
Kayıt tarihi : 05/10/08

https://f3do.yoo7.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Saltuklular Empty Geri: Saltuklular

Mesaj tarafından chatlak Salı Ekim 28, 2008 8:51 am

Rivayete göre Izzeddin Saltuk daha önce Gürcüler'e esir düstügü zaman
bir daha Kral Dimitri ve çocuklarina saldirmayacagina yemin ettigi için
ordudan ayrilmistir. Onun diger beylerle istisare etmeden gizlice
ayrilmasi yüzünden müslümanlar maglup ve perisan olmustur. Pek çok
müslüman öldürüldügü gibi dokuz bin kisi esir düsmüs ve Ahlatsah'i
Sökmen de ancak dört yüz askeriyle geri dönebilmisti. Bu sirada henüz
Malazgirt'te bulunan Necmeddin Alpi da maglubiyeti haber alinca
Meyyafarikîn'e hareket etmistir. Daha sonra o devrin meshur ve nüfuzlu
âlimlerinden Ebû Cafer Muhammed Cemaleddin'i Gürcü kralina gönderip
Sökmen'in esir düsen komutan ve askerlerini kurtardi. Kimsesiz fakir
esirleri kurtarmak için de bes bin dinar fidye ödedi. Kral,
Cemaleddin'in hatiri için bazi esirleri fidyesiz serbest birakti.

Gürcüler 557 (1162) yilinda da Kars'i alip Duvin'i istilâ ettiler. Çok
sayida müslümani öldürüp cami ve evleri yaktiktan sonra Tiflis'e
döndüler. Bir süre sonra da Gence'yi kusatarak müslümanlari kiliçtan
geçirdiler. Duvin (Dovin)'deki hilâli indirip bir mollanin sirtinda
Tiflis'e gönderdiler. Otuzbin müslümani esir aldilar. Ibnü'l-Esîr bu
olayi söyle anlatiyor:

"Gürcüler bu yil (557) Saban ayinda (Temmuz-Agustos 1162) sayilari
otuzbini bulan büyük bir ordu toplayarak Islâm ülkelerine girdiler.
Azerbaycan'a bagli Duvin üzerine yürüyerek sehri zapt ve yagma ettiler.
Duvin ve köylerinde onbin kisiyi öldürdüler. Kadin-erkek pek çok kisiyi
esir aldilar. Kadinlari soyup çirilçiplak ve yalin ayak vaziyette
götürdüler. Bu arada cami ve mescitleri de yaktilar. Gürcüler kendi
ülkelerine varinca Gürcü kadinlari bile müslüman kadinlara yapilanlari
yadirgadilar ve: "Müslümanlari, sizin onlarin kadinlarina yaptiginiz
seylerin aynisini bize yapmaya mecbur ettiniz" dediler ve müslüman
kadinlari giydirdiler".

Bu olay, Islâm dünyasinda büyük yanki uyandirdi. Azerbaycan, el-Cibal
ve Isfahan'a hâkim olan Atabeg Ildeniz, Ahlat sahi Sökmen, Izzeddin
Saltuk (Ibnü'l-Esîr Saltuk'dan bahsetmez), Meraga emîri Ibn Aksungur ve
Irak Selçuklu sultani Arslansah ile diger Dogu Anadolu beyleri
Nahcivan'dan Gence'ye geldiler. Ellibini askin mücahit dogruca Gürcü
topraklarina saldirdilar. 558 yili Safer ayinda (Ocak-Subat 1163) Gürcü
ülkesini yagma edip kadin, erkek ve çocuklari esir aldilar.
Müslümanlarla Gürcüler arasindaki savas bir aydan fazla sürdü. Sonunda
müslümanlar galip geldi ve çok sayida Gürcü öldürülüp esir alindi.
Kralin ordugâhi ve agirliklari yagmalandi.

Ibnü'l-Esîr'e göre bu olay söyle gelismistir: "Gürcüler'den biri
müslüman olmus ve Ildeniz'e: "Bana asker ver, bildigim bir yolu takip
ederek Gürcüler hiç farkinda olmadan arkadan üzerlerine saldirayim"
demisti. Ildeniz teminat aldiktan sonra onunla beraber bir askerî
birlik gönderdi. Gürcüler'in yanina varacagi günü de tespit edip
sözlestiler. O gün müslümanlar Gürcüler'le savasa girdiler. Tam
savastiklari sirada, müslüman olan o Gürcü de Ildeniz'in askerleriyle
varip tekbir sesleriyle arkadan Gürcüler'e saldirdi. Bunun üzerine
Gürcüler maglup oldular... Gürcüler sayica fazlaliklarina güvenerek
zaferden emindiler. Fakat Allah onlarin umutlarini bosa çikardi.
Müslümanlar onlari takip edip üç gün üç gece boyunca esir almaya ve
öldürmeye devam ettiler. Nihayet galip ve muzaffer olarak döndüler".

Türk beylerinin muzaffer bir sekilde döndükleri o günü bizzat yasayan
tarihçi Ibnü'l-Ezrak el-Farikî de bu hâdiseyi söyle tasvir eder: "Ben
bu vak'a günü Bitlis'teydim. Zafer müjdesi gelince Ahlat'a varmistim.
Bu büyük günün serefine üçyüz sigir kesilerek fakirlere dagitildi ve
bir müddet sonra da Sökmen Ahlat'a döndü. Kendisine görülmemis bir
karsilama töreni yapildi. Sehir donatildi".

Anadolu Selçuklu sultani II. Kiliç Arslan da Izzeddin Saltuk'un kizina
talip olmus ve gelin nikâhlari kiyildiktan sonra esyalariyla birlikte
Erzurum'dan Konya'ya gitmek üzere yola çikarilmisti. Selçuklular'in
düsmani olan Danismendli beyi Yagibasan bunu haber alinca, gelin
alayina saldirmis, gelini yegeni ve Kayseri meliki olan Zünnun'a
götürmüstü. Gelin, II. Kiliç Arslan'la nikâhli oldugu için Islâm
hukukuna göre baskasiyla evlenmesi caiz degildi. Bundan dolayi
Islâmiyetten irtidad ettikten ve yeniden müslüman olduktan sonra Zünnun
ile evlendirildi. Bu agir tecavüz karsisinda öfkelenen II. Kiliç
Arslan, Yagibasan üzerine yürüdüyse de maglup oldu (560/1164-1165). Bu
olayin 1160 veya 1162 yillarinda vuku bulduguna dair muhtelif
rivayetler vardir.

Izzeddin Saltuk, Receb 563 (Nisan 1168) tarihinde ölmüstür. Izzeddin,
âdil ve merhametli bir hükümdardi. Hristiyanlara da iyi muamele ederdi.
Bu sebeple onlarin da sevgi ve saygisini kazanmisti. Onun devrinde
Erzurum'dan baska Bayburt, Micingerd, Avnik, Ispir ve Oltu gibi sehir
ve kasabalar Saltuklu hâkimiyeti altina girmisti. Hattâ Kars bile bir
müddet Saltuklu hâkimiyetine girmis ve Vezir Firûz, Kars kalesini tamir
ettirmisti, Izzeddin Saltuk'a ait tarihsiz bir sikkeden onun Irak
Selçuklu Sultani Mesud b. Muhammed Tapar'i metbû tanidigi
anlasilmaktadir.

e) Nâsireddin Muhammed:

Izzeddin Saltuk'un 563 (1168) yilinda ölümünden sonra yerine geçen oglu
Nâsireddin Muhammed hakkinda kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. 585
(1189) tarihli bir sikkede Atabeg Ildeniz'in oglu Kizil Arslan ile Irak
Selçuklu sultani Tugrul'u metbû tanidigi görülmektedir.

Nâsireddin Muhammed devrinde de Gürcüler Saltuklu iline saldirmaya
devam ettiler. Kraliçe Tamara'nin kocasi David; Kars, Sürmeli ve
Ispir'den sonra Erzurum üzerine yürüdü. Nâsireddin iki ogluyla beraber
Gürcüler'le savasa girdi fakat, maglup olarak sehre kapanmak zorunda
kaldi. Ertesi gün bütün sehir halki birlesip Erzurum'u canla basla
savunmak için seferber oldular. David türk halkinin cesaretini ve
ülkelerini savunma hususundaki azim ve kararliligini görünce, çevreyi
yagmaladiktan sonra geri çekildi (1183-1184).

Erzurum Ulu Camii'ni yaptirmis olan Nâsireddin Muhammed, muhtemelen 587 (1191) tarihinden bir müddet önce ölmüstür.

Nâsireddin Muhammed'in oglu Muzaffereddin, rivayete göre Gürcü
kraliçesi Tamara'ya âsik olmus ve onunla evlenebilmek için asker, köle
ve hizmetçilerinden meydana gelen önemli bir maiyetiyle mücevherat,
degerli kumaslar ve daha bir çok hediye ile Erzurum'dan Gürcistan'a
gitmis ve orada muhtesem bir törenle karsilanarak sarayda misafir
edilmistir. Sarayda Kraliçe Tamara ile ask hayati yasayan Muzaffereddin
bir süre sonra ülkesine ugurlanmistir. Rivayete göre sik sik koca
degistirmekle meshur olan Tamara David ile evlendikten sonra bu
Saltuklu sehzadesini de kizi veya cariyelerinden biriyle evlendirmisti.

f) Mama Hatun:

Nâsireddin'den sonra Saltuklu tahtinda kizkardesi Mama Hatun'u
görüyoruz. Kaynaklar 587 (1191) tarihinde Erzurum'a Mama Hatun'un hâkim
oldugunu ifade ederler. Selahaddin Eyyubî'nin yegeni Takiyyüddin,
Ahlatsah'i Begtimur'a ait olan Malazgirt kalesini kusatinca Selçuklu
hükümdarlari gibi azametli ve ihtisamli olan Saltuklu melikesi Mama
Hatun, Ahlat askeriyle akrabalari olan Saltuklular'in yardimina
gitmisti. Muhasara uzun müddet devam etmis, fakat Takiyyüddin'in ölümü
üzerine Eyyubîler hiçbir netice elde edemeden ayrilmislardir (587/1191).

Mama Hatun'un 597 (1200-1201) yilina kadar Erzurum'u yönettigi
anlasilmaktadir. Çünkü söz konusu tarihte Eyyubî hükümdari Melik Adil'e
haber gönderip meshur bir sahisla evlenmek istedigini bildirmisti.
Melik Âdil de Nablus valisi Fâriseddin Meymûnü'l-Kasrî'ye haber
gönderip Mama Hatun ile evlenmesini tavsiye etti. Fâriseddin Mama Hatun
ile evlenmek için hazirlik yaptigi sirada onun Saltuklu tahtindan
uzaklastirilip nezaret altina alindigini ögrendi ve dolayisiyla bu
evlilik gerçeklesmedi. Güçlü ve ihtirasli bir kadin olan Mama Hatun,
Tercan'da bir kervansaray ve türbe yaptirmistir.

g) Alaeddin Meliksah:

Mama Hatun'un Saltuklu tahtindan uzaklastirilmasi üzerine yerine yegeni
Alaeddin Meliksah geçti (597/1200-1201). Bu dönemde Anadolu'daki diger
beylikler gibi Saltuklular da Anadolu Selçuklu devletinin tehdidine
maruz kalmislardi. Anadolu'nun fethinde, Rumlar ve Gürcüler'le yapilan
savaslarda, Azerbaycan ve Türkistan'dan gelen göç ve ticaret yollarinin
açik tutulmasinda önemli rol oynayan Saltuklu hanedani, son
zamanlarinda Gürcü saldirilarina karsi mukavemet edemez olmustu.
Azerbaycan atabegi Kizil Arslan (1191) ve Ahlat sahi Begtimur'un (1193)
ölümlerinden sonra Gürcüler Kafkaslar'dan inerek Türk topraklarini
isgal ve yagma etmeye, masum halki öldürmeye baslamislardi. Nitekim
yukarida ifade ettigimiz gibi Nâsireddin Muhammed devrinde Erzurum'a
kadar gelerek surlar disindaki halki esir etmeleri üzerine sehirlerini
canla basla savunan Erzurumlular karsisinda geri çekilmislerdi. Daha
sonra Kars üzerine yürüyerek sehri istilâ etmeleri, Türkler için çok
büyük bir felâket oldu.

Bu sebeplerden dolayi Anadolu Selçuklu sultani Rükneddin Süleymansah,
598 (1202) tarihinde Gürcistan seferine çikti ve Dogu Anadolu'daki tâbi
hükümdar ve beylere haber gönderip kendisine katilmalarini istedi. Bu
arada Saltuklu hükümdari Alaeddin Meliksah'i da huzuruna çagirdi. O da
sultani Erzurum yakinlarinda törenle ve tevazu ile karsiladi. Ibn Bîbî
onun sultani karsilamada kusurlu davrandigini, geç kaldigini ve bu
yüzden tevkif edildigini söylerken, diger kaynaklar baris müzakereleri
sirasinda tevkif ve hapsedildigini ifade ederler. 2 Sevval 598 (25
Mayis 1202) tarihinde Erzurum'a varan Sultan Rükneddin, son Saltuklu
hükümdarini hapsetti. Topraklarini da kardesi ve Elbistan meliki
Mugiseddin Tugrulsah'a teslim ederek Saltuklu hanedanina son verdi.

2. Saltuklular'in Yikilisi

Erzurum'un Asagi Micingerd köyünde bulunan ve muhtemelen 630 tarihli
bir kitabeden anlasildigina göre, Ebû Mansur adli Saltuklu beyi
Selçuklular Saltuk ilini kendi topraklarina kattiktan sonra da
Pasinler'i hâkimiyeti altinda tutmaya devam etmistir. Rivayete göre
Meliksah'in ahfâdi Yavuz Sultan Selim devrine kadar Çemiskezek'de hüküm
sürmüslerdir.

Saltuklu topraklari 1225 yilina kadar Mugîseddin Tugrulsah'in elinde
kaldi. Onun ölümünden sonra yerine Rükneddin Cihansah geçti
(1225-1230). Selçuklular 1243'de Kösedag savasinda agir bir maglubiyete
ugramislarsa da Alaeddin Keykubad zamaninda Erzurum dahil Gürcistan'a
kadar uzanan topraklar Türkiye Selçuklu Devleti'nin sinirlari içinde
kabul edilmistir.

Saltuklu hanedani baslangiçta Büyük Selçuklu sultanlarina, sonra da
sirasiyla Azerbaycan atabeglerine, Irak Selçuklulari'na ve nihayet
Anadolu Selçuklulari'na tâbi olmuslardir.

Saltuklular zamaninda Erzurum da diger Anadolu sehirleri gibi iktisadî
ve ticarî açidan oldukça müreffeh bir sehir idi. Bölge Akdeniz
limanlarindan ve Suriye'den hareket edip Konya, Kayseri, Sivas ve
Erzincan yoluyla Azerbaycan'a, Iran'a giden veya Türkistan'dan
Erzurum'a gelip ayni yoldan Akdeniz veya Trabzon limanlarina giden
büyük bir kervan yolunun güzergâhinda bulundugu için ticarî hayat çok
canliydi. Ayrica sahip oldugu genis otlaklariyla zengin bir hayvancilik
potansiyeline sahipti.

Saltuklular'dan zamanimiza intikal eden baslica mimarî eserler
sunlardir: Kale Camii, Tepsi Minare, Ulu Cami. Bunlardan ilk ikisi
Melik Gazi tarafindan; Ulu Cami de 575 (1179) yilinda Izzeddin
Saltuk'un oglu Nâsireddin Muhammed tarafindan yaptirilmistir. Üç
Kümbetler denilen türbelerden biri Izzeddin Saltuk'a ait olup türbenin
yaninda bir de zaviye vardir. Ayrica Tercan'da Mama Hatun tarafindan
yaptirilmis olan bir kervansaray ile bir de türbe mevcuttur. 630
(1232-1233) yilinda Ebû Mansur tarafindan yaptirilmis olan Micingerd
kalesi de Saltuklular'a ait önemli eserlerden biridir.
chatlak
chatlak
Genel Yetkili
Genel Yetkili

Kadın
Mesaj Sayısı : 1083
Nerden : Kocaeli/Gebze
Lakap : sweeti
Ruh Hali : Saltuklular Uykulu10
Rep : 70
Kayıt tarihi : 05/10/08

https://f3do.yoo7.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz