Şapka Devrimi neden Kastamonu'da ilan edildi?
F3do :: Atatürk Ve Tarih :: Atatürk
1 sayfadaki 1 sayfası
Şapka Devrimi neden Kastamonu'da ilan edildi?
............Saffet Arıkan şöyle anlatmıştı :
'1925'te ben Parti Umumi Katibi idim. Doğudaki isyanlar bastırıldıktan
sonra vilayetlerin ileri gelenlerinden sekizer, onar kişilik hayatlar
Ankara'ya geliyor, Gazi'ye bağlılıklarını arz ediyorlardı. Bunlar
kendilerine hususi bir ünforma uydurmuşlardı.Caketatay ve melon şapka
giyiyorlardı. Ankaralılar bunlara 'Tanzimat Heyeti' adını koymuşlardı.
Bu heyetleri Gazi'ye ben takdim ediyordum. Fakat birkaç heyet gelip
gittikten sonra Gazi usandı. Yeni heyetler gelince 'Benim adıma sen
kabul et' der, mühimce gördüğü heyetleri de İsmet Paşa'ya götürmemi
emrederdi.
Hiç unutmam Ağustos'un ilk günlerinde Kastamonu'dan bir heyet gelmişti.
Adet yerini bulsun diye haber verdim. Gazi, hemen ilgilendi. 'Bu heyeti
ben kabul edeceğim, yarın Çankaya'ya getir' dedi. Bu emre hayret
etmekle beraber husisi bir mana da veremedim. Ertesi gün Gazi, heyeti
kabul etti. Olağanüstü iltifatlarda blundu. Bir saat kadar yanında
tuttu. Kastamonu hakkında çeşitli sualler sordu. Heyeti uğurlarken
'Davetinize çok teşekkür ederim, yakında Kastamonu'ya geleceğim.
Hemşehrilerime selamlarımı söyleyiniz' dedi. Halbuki heyet Gazi'yi
Kastamonu'ya davet etmemişti. Bu sözleri işitince hayretim büsbütün
arttı. Ama gene bir mana veremedim. Heyeti uğurladıktan sonra benim
kalmamı emretti. Koluma girerek beni salona götürdü. Çok neşeli idi:
- Çocuğum Kastamonu'ya gidiyorum. Şapkayı orada giyeceğim dedi.
Epeyce zamandan beri zihninin şapka meselesi ile meşgul olduğunu
biliyordum. Bir kaç arkadaşı Beyoğlu'nda şapka giydirerek gezdirmiş,
yapacağı akisleri inceletmişti.
Bu kısa mütalaasından sonra Arıkan tekrar Gazi'nin sözlerine dönerek şöyle devam etmişti:
'Niçin Kastamonu'yu seçtiğimi bilmezsin. Dur, anlatayım. bütün
vilayetler beni tanırlar. Ya üniforma ile yahut fesli, kalpaklı sivil
elbise ile görmüşlerdir. Yalnız Kastamonu'ya gidemedim. İlk önce nasıl
görürlerse öle alışırlar, yadırgamazlar. Üsteik bu vilayet halkının
hemen hepsi asker ocağından geçmişlerderi. İtaatlidirler, munistirler.
Adları mutaassıp çıkmışsa da anlayışlıdırlar. Bunun için şapkayı orada
giyeceğim' dedi. Birkaç gün sonra gitti ve şapkalı olarak döndü.
Dönüşte Ankara'ya yaklaşırken en çok Dİyanet Reisi Rıfat Efendi
üzerinde yapacağı tesiri düşünüyor, onun kırılmasını istemiyordu.
Ankara'da kendisini karşılayanları şapkasını çıkararak selamlarken gözü
hep Rıfat Efendi de idi. Rıfat Efendi, büyük bir anlayış gösterdi. O da
sarıklı fesini çıkararak Gazi'yi çok sevindirmişti. Hocayı otomobiline
aldı. Kendi başında şapka vardı. Rıfat Efendi'nin başı açıktı. Böylece
şehre girildi.
'1925'te ben Parti Umumi Katibi idim. Doğudaki isyanlar bastırıldıktan
sonra vilayetlerin ileri gelenlerinden sekizer, onar kişilik hayatlar
Ankara'ya geliyor, Gazi'ye bağlılıklarını arz ediyorlardı. Bunlar
kendilerine hususi bir ünforma uydurmuşlardı.Caketatay ve melon şapka
giyiyorlardı. Ankaralılar bunlara 'Tanzimat Heyeti' adını koymuşlardı.
Bu heyetleri Gazi'ye ben takdim ediyordum. Fakat birkaç heyet gelip
gittikten sonra Gazi usandı. Yeni heyetler gelince 'Benim adıma sen
kabul et' der, mühimce gördüğü heyetleri de İsmet Paşa'ya götürmemi
emrederdi.
Hiç unutmam Ağustos'un ilk günlerinde Kastamonu'dan bir heyet gelmişti.
Adet yerini bulsun diye haber verdim. Gazi, hemen ilgilendi. 'Bu heyeti
ben kabul edeceğim, yarın Çankaya'ya getir' dedi. Bu emre hayret
etmekle beraber husisi bir mana da veremedim. Ertesi gün Gazi, heyeti
kabul etti. Olağanüstü iltifatlarda blundu. Bir saat kadar yanında
tuttu. Kastamonu hakkında çeşitli sualler sordu. Heyeti uğurlarken
'Davetinize çok teşekkür ederim, yakında Kastamonu'ya geleceğim.
Hemşehrilerime selamlarımı söyleyiniz' dedi. Halbuki heyet Gazi'yi
Kastamonu'ya davet etmemişti. Bu sözleri işitince hayretim büsbütün
arttı. Ama gene bir mana veremedim. Heyeti uğurladıktan sonra benim
kalmamı emretti. Koluma girerek beni salona götürdü. Çok neşeli idi:
- Çocuğum Kastamonu'ya gidiyorum. Şapkayı orada giyeceğim dedi.
Epeyce zamandan beri zihninin şapka meselesi ile meşgul olduğunu
biliyordum. Bir kaç arkadaşı Beyoğlu'nda şapka giydirerek gezdirmiş,
yapacağı akisleri inceletmişti.
Bu kısa mütalaasından sonra Arıkan tekrar Gazi'nin sözlerine dönerek şöyle devam etmişti:
'Niçin Kastamonu'yu seçtiğimi bilmezsin. Dur, anlatayım. bütün
vilayetler beni tanırlar. Ya üniforma ile yahut fesli, kalpaklı sivil
elbise ile görmüşlerdir. Yalnız Kastamonu'ya gidemedim. İlk önce nasıl
görürlerse öle alışırlar, yadırgamazlar. Üsteik bu vilayet halkının
hemen hepsi asker ocağından geçmişlerderi. İtaatlidirler, munistirler.
Adları mutaassıp çıkmışsa da anlayışlıdırlar. Bunun için şapkayı orada
giyeceğim' dedi. Birkaç gün sonra gitti ve şapkalı olarak döndü.
Dönüşte Ankara'ya yaklaşırken en çok Dİyanet Reisi Rıfat Efendi
üzerinde yapacağı tesiri düşünüyor, onun kırılmasını istemiyordu.
Ankara'da kendisini karşılayanları şapkasını çıkararak selamlarken gözü
hep Rıfat Efendi de idi. Rıfat Efendi, büyük bir anlayış gösterdi. O da
sarıklı fesini çıkararak Gazi'yi çok sevindirmişti. Hocayı otomobiline
aldı. Kendi başında şapka vardı. Rıfat Efendi'nin başı açıktı. Böylece
şehre girildi.
F3do :: Atatürk Ve Tarih :: Atatürk
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz