F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!

Join the forum, it's quick and easy

F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!
F3do
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kekeme Çocuklar Korosu (Tarık Tufan)

Aşağa gitmek

Kekeme Çocuklar Korosu (Tarık Tufan) Empty Kekeme Çocuklar Korosu (Tarık Tufan)

Mesaj tarafından chatlak Ptsi Ekim 27, 2008 2:35 am

Kekeme Çocuklar Korosu


Kekeme Çocuklar Korosu (Tarık Tufan) Kekeme%20cocuklar%20korosu


Yazar : Tarık Tufan
Yayınevi : Birey Yayıncılık
ISBN : 975-8257-68-4
Basım Tarihi : Nisan 2001



Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…

Beceriksiz adımlarla yürüyen bir kıza rastlarsanız. Sanki düşecekmiş
gibi, sanki ayakları birbirine dolaşacakmış, bir yere takılacakmış
gibi. Merdiven kollarını sıkı sıkı tutuyorsa. Aceleyle yürüyorsa
mesela. Kalkacak son vapura, son trene yetişecekmiş gibi hızlı atıyorsa
adımlarını. Yere, toprağı incitecekmiş gibi basıyorsa, yer
çatlayacakmış gibi ürkek atıyorsa adımlarını. Şaşkınsa bir masaldan
şehre düşmüş gibi.

Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…

Utangaç bir kız yüzüyle karşılaşırsanız, başını yerden kaldırmıyorsa.
Gözlerine hüzün düşmüşse. Karanlık değmişse bakışlarına. Gece gökyüzünü
seyretmekten ay ışığının izi kalmışsa yüzünde. Gözlerinden yıldızlar
dökülüyorsa mesela. Nereye baktığı anlaşılmıyorsa. Her şey gözlerinde
kayboluyorsa. Kirpiklerine yakamozlar takılmışsa. Gözleri denize bakan
bir balıkçının gözleri gibiyse.

Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…

Genç gürültülerin arasında sessiz bir kıza rastlarsanız, kalabalığın
ortasında bir sükut yürüyorsa. Tam konuşacakken dudakları titriyorsa,
saklaması gereken bir sırrı taşıyormuş gibi. Bir ortaçağ bilgesinin
susuşu gibiyse sessizliği. Henüz evrenin yaratılmadığı zamanlardan
kalma bir sükutsa mesela. Bir Hint hikayesinin tanrısal suskunluğunu
taşıyorsa.

Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…

Saçlarını taramayı becerememiş bir kızla karşılaşırsanız. Konuşurken
saçlarını savurmuyorsa. Sıkı sıkıya tokalarla yapıştırmışsa saçlarını.
Uyumsuz kıyafetler varsa üzerinde. Yakıştırmasızca giydiklerini.
Güzelliğinden utanıyorsa mesela. Yaz sıcağında boğazlı bir kazak
giymişse. Bir pardesü giyip yün bir başlık takmışsa kafasına. Ya da
modası geçmiş bir şapka takıyorsa. Ellerini sürekli başına götürüyorsa,
saçlarını tıkıştırıyorsa şapkasından içeri. Ürkekse, bir başınaysa…
Bilin ki o kız, başörtülü bir kızdır.
Bilin ki, bir kez daha kaybetmişizdir.

Sf. 62-63

--------------------------------------------------------------------

“Martılar ismini gelir fısıldar,
sahilde sessizlik seninle ağlar.
Her tarafta senden hatıra var,
baktığım, gördüğüm, duyduğum sensin.”
Müslüm Gürses

***

Seni seviyorum!

Okulun koridorlarında yürürken başını yerden kaldırmamanı seviyorum.
Ürkek adımlarla dolaşmanı, her an başına bir kötülük gelecekmişçesine
tedirginlikle yürüyüşlerini. Öğrenci eylemleri başladığında gözlerine
biriken korkuyu. İki kızın dışında arkadaş edinememeni seviyorum.

Ablalarına olan saflık derecesindeki bağlılığını seviyorum. Kendi
ayaklarının üzerinde kaldığında düşme korkunu. Erkeğinin sana sahip
çıkması gerekliliğine ilişkin düşüncelerini. Derslerin bittiğinde
kantine takılmayışını. Annenle babana, hayatın boyunca yalan söylemeye
cesaret edemeyişini ya da aklına bile gelmemesini seviyorum.

Seni seviyorum!

Çantanda gezdirdiğin İslamî kitapların üzerini gazete kağıdıyla
kaplamanı. Makyaj değmemiş yüzünün çocuksuluğunu. Notlarını koyduğun
dosyayı göğsüne bastırıp taşımanı. Hızlı hızlı konuşmanı. Politikadan
anlamayışını. Malayani sayıp, müzik dinlemeyişini seviyorum.

Yemekhanede, erkeklerle yan yana yemek yememek için uzun uzun oturacak
müsait masa arayışını seviyorum. Bir nakışın başında saatlerce
oturabilecek olmanı, misafirliğe gitmeden saatlerce önce tatlı bir
heyecana kapılabilecek olmanı, babanın iş dönüşünde yemeğini
getirebilecek olmanı seviyorum.

Çocuğunla saatlerce bıkmadan oturup konuşabilecek olmanı seviyorum ben.

Politik ve edebi toplantıların hiçbirinden haberdar olmayışını, evinin
ve okulunun ve birkaç yakın tanıdığının oturduğu semtler dışında etrafı
bilmemeni, arkadaşınla bazen alışverişe çıktığında yanından ayrılmamaya
özen göstermeni, ani bir gürültüde kuş gibi irkilmeni seviyorum.

Memleketteki anneanneni telefonla aradığında yüzünde beliren sahici
gülümsemeyi, sevinci, heyecanı seviyorum ve akrabalarına olan
düşkünlüğünü.

Defterlerini özenle tutmanı ve dikkatli yazmanı, kırtasiye eşyalarını
süslü ve renkli almanı seviyorum. Kalemini, defterini, kitaplarını asla
getirmeyi unutmamanı, derslerine devamsızlık etmemeni, her söyleneni
önemsemeni seviyorum.

Teknoloji ile bir türlü uyuşamayışını, ağaçlara, böceklere daha fazla ilgi duyuşunu seviyorum.

Erkek arkadaşlarından söz etmeye başlayan arkadaşlarının yanında,
utanıp konuyu değiştirmeni, tavsiyelerde bulunmanı ve sonra içten içe
ilgi duymanı seviyorum. Sonra da hemen yüzünün kızarmasını. Evet
yüzünün çok çabuk kızarmasını seviyorum.

Sık sık başörtünü düzeltmeni.

Kimseye sözünü etmediğin hayallerini, her gece yatmadan tekrar tekrar
aklımdan geçirmeni seviyorum. Senden umulmadık ölçüde hayallerini
genişletebilmeni, annene ne düşündüğünü hissettirecek acemice sorular
sormanı, yaşlı kadınları usanmadan dinleyebilmeni seviyorum.

Açıkçası seni sadece okulda gördüm ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Tüm bunların olabileceği hissini uyandırdığın için seni seviyorum.
Böyle birini sevmeye ihtiyacım olduğu için seni seviyorum. Böyle birini
sevmeye ihtiyacım olduğu için seni seviyorum. Başbaşa kaldığımda Mona
Rosa’yı bir kıza okuma ihtiyacım için sevdim seni.

Karşılaştığım ve konuşabildiğim anda okuyabileceğim daha çok şiir var
aklımda ve artık konuşmalıyız. Çünkü şiirler ağırlık yapıyor zihnimde…

― Konuşmayı kabul ettiğin için sağol.
― Ne diyeceksiniz?
― Şeyy… biraz yalnız kalabilir miyiz? Arkadaşın biraz izin verirse?..
― Kusura bakmayın tek başınıza kalmamız caiz değil o da olsun?
― İyi de okulun içindeyiz tek başımıza değiliz zaten. Bir sürü insan var etrafta.
― Olsun yine de kalsın. Ondan bir şey saklamıyorum nasıl olsa.
― Peki… şey… çok güzelsin…
― Böyle şeyler söylemeyin lütfen!
― Aslında… seni… seni seviyorum ben.
― Ne diyorsunuz? Bunları duymak istemiyorum!
― Kötü bir şey söylemedim ki. Seni Seviyorum yani… evlenmek niyeti işte!
― Böyle olmaz bu işler. Birilerine iletirsiniz oturup öyle konuşulur. Benim de danışacağım insanlar olur.
― Kızım sen aptalsın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni hayatında
karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme, özne yapmaya çalışıyorum
ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun?

― Ne biçim konuşuyorsun?
― Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma
şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin.
Tüketeceksin kendini. Mutfaklarda sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir
okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım. Senin gibiler hak
ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin gibiler
için olabileceklerin en iyisiyim.

Kaybettin!

Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu sen istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana.

― !!!
― Aşk diye bir şeyi ölsen de göremeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah!
chatlak
chatlak
Genel Yetkili
Genel Yetkili

Kadın
Mesaj Sayısı : 1083
Nerden : Kocaeli/Gebze
Lakap : sweeti
Ruh Hali : Kekeme Çocuklar Korosu (Tarık Tufan) Uykulu10
Rep : 70
Kayıt tarihi : 05/10/08

https://f3do.yoo7.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz