F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!

Join the forum, it's quick and easy

F3do
Lütfen Üye Olunuz...!!!
F3do
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Müslüm gürses

Aşağa gitmek

Müslüm gürses Empty Müslüm gürses

Mesaj tarafından FaTaL Ptsi Nis. 27, 2009 12:18 pm

1953'ün 7 Mayıs günü Şanlıurfa'nın Halfeti
ilçesi'nin Fıstıközü köyünde Dünyaya Merhaba Der Müslüm Akbaş. Evet
Evet Yanlış Duymadınız Müslüm Gürses Müslüm Akbaş olarak dünyaya gelir
ve daha sonra Gürses Soy ismini alır. Babası Mehmet Akbaş Annesi Emine
Akbaş Kardeşleri Ahmet ve Zeyno ile Zor koşullarda hayat mücadelesi
vermektedir o z¤¤anlar. z¤¤an zorluklarla karşılaşmaktan yılm¤¤ıştır.
Bugün, Ve gün gelir gurbet yolları onlarada görünür. Adana yollarına
düşerler.

Bir umut rahat yaş¤¤a uğruna Adanaya yerleşirler.

Ve burada Annesi Emine Akbaş Hasta düşer. Gerçektende ciddi bir
rahatsızlıktır bu. Günler Birbiri ardına geçerken Müslüm Gürses önce
annesi Emine Hanımı ve daha sonra Kardeşi Ahmet'i Kara toprağa koyar.
Artık yaş¤¤ Müslüm Gürses için Dahada zordur. Asıl Mesleği Terzilik
olan Müslüm Gürses zaten içine kapanık bir kişiyken yaşadığı bu
acılarla dahada içine kapanık bir yaş¤¤a bürünmüştür.

Talih Kuşu Bir Günde Şaşırır Bize Konar

Hayatının her döneminde olduğu gibi yine tek dostu tek sırdaşı müzik
olmuştur. 1968 yılında Yaşadığı Adana'da çay bahçesinde ses yarışması
düzenlenir. Bu yarışmaya katılmayı çok isteyen Müslüm Gürses Baba
engeli ile karışlaşır. ¤¤a bu yarışmaya katılmak gereklidir. Bit
pazarına koşar Müslüm Gürses kendine bir kıyafet alır. Ve yarışma
gününü beklemeye başlar. Ve yarışmanın yapılacağı bir gece evveli Baba
Mehmet Akbaş oğlu Müslüm'ün yarışmaya gitmemesi için uyurken saçlarını
kesmesi bile engel ol¤¤¤¤ıştır Müslüm Gürses'e. Yarışmaya katılmıştır.
Ve o Ses yarışmasından birinci olmuştur. Gürses olan Soy isminide o
z¤¤anlar almıştır.

Bir müddet o çay bahçesinde çalışmış daha sonra yine asıl mesleği olan
terziliğe geri dönmüştür. Küçük terzihanede ekmek parasını kazanırken o
meşhur şarkısında söylediği gibi "Talih Kuşu Bir Günde Şaşırır Bize
Konar" Sözü gerçek olmuştur. Talih kuşu şaşırmış Müslüm Gürses'i o
terzihaneden alıp bizlere getirmiştir. Mehmet isminde arkadaşı alır
birgün Müslüm Gürses'i bir gazinoya ¤¤¤ürür. Çünkü o gün o gazinonun
assolisti Sadık Altınmeşe hastalanmış ve sahneye çık¤¤ayacaktır.
Mikrofon Müslüm Gürses'i beklemektedir. Müslüm Gürses o mikrofonu eline
alır bir dahada asla bırak¤¤az.

Morg'dan plakçılar çarsısına;

Tarsus - Adana yolunda bir araba kaza yapar. Şoför ölür, yanındaki
taşralı delikanlı ise öldü zannedilip morga kaldırılır. O Delikanlı
Müslüm Gürses'tir.

Konserlerimden fikren mağlup birileri çıkıp kendini paralıyor, çiziyor,
kesiyor... Oysa müzik gökten inen bir melektir. Neden yapıyorlar
anl¤¤ıyorum. Beni buna neden alet ettiklerini de hiç anl¤¤ıyorum...

MÜSLÜM GÜRSES

70'lerin ortalarıydı.... Şöhretin kıyısına adım attığı yıllar... İlk
plağını henüz doldurmuş, acılı hayatlarla yeni yeni tanışmıştı; acılı
hayatlar'da onunla...

O günlerde, ne yüzbinlik gülhane konserlerinin yıldızıydı ne de jiletli
fanatiklerin kahr¤¤anı... "Arabesk Yıldız Avcısı" Yeşilc¤¤
yapımcılarının da dikkatini çekmemişti henüz. Unkapanı'ndaki arabesk
müzik piyasasının "Şöhrete Giden Yolu Arayan" genç yeteneklerinden
biriydi sadece. Sık sık Anadolu turnelerine çıkıyor, kalabalık kadrolu
konserlerde, özel yorumu ve sahne sıcaklığıyla sivrilmeye çalışıyordu
kendince. Bir Gece... Evet, yorgun ve uykusuz geçen turneler sonrasında
bir gece vakti, Tarsus - Adana yolunda içinde bulunduğu otomobil
par¤¤parça olur. Direksiyon başında uyuya kalan şoför, kaza anında
ölmüş, kendisi ise gözlerini morgda açmıştı!... Evet, evet... Çünkü
başı ve vücudu o kadar darbe almıştı ki bu yüzden öldü diye morga
kaldırılmıştı.

Ancak son anda farkedilip ¤¤eliyata alınmış, un ufak olan alın kemiği
adeta yeniden yapılmıştı. İşte... Bu kazadan sonradır ki hayatında çok
şey değişti.

Bir anl¤¤da ölümün soğukluğunu hissedip yeniden yaş¤¤a dönen bu genç ad¤¤ için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı artık...

KOKULARI HİSSETMİYOR

Kulağı az işitecek, yavaş konuşacak, koku al¤¤ayacak hatta en güzel
kokuyu bile ispirtodan ayırt edemeyecekti. bu arada günlük yaş¤¤ında
çok dikkatli hareket etmek zorunda kalacaktı. Yani, kafasına alacağı en
ufak darbede kör kalma hatta ölüm korkusuyla yaşayacak; Üstüne üstlük,
hiç dinmeyen baş ağrıları hayatı boyunca onu terketmeyecekti... İşte
belki de o kaza günlerinden kalmadır ki hep kader diyecek, hep keder
diyecek, hep ölüm diyecek, hep acılardan bahsedecek, sahnede de hep
ağır takılacaktı!...

Ve belki'de tüm bu "kederli ve kaderli" şarkılar sonucunda varoşlardaki
kaybedenlerin sesi olacaktı. "Hasta Düştüm Allahım","Ulu Tanrım Bu Ne
Çile" diyecek, "Bu Kadar İşkence Günah" diye haykıracak "Yeter Tanrım
Yeter" diye yakaracaktı. Tüm bu şarkılar, ağır hasarlı bir trafik
kazası kurbanının ifade biçimiydi aslında. Hep d¤¤ardan dile getirdiği
ifade biçimi...Öyle ya yıllar sonra

"Aklımdan çıkmıyor veda edişin,
Bütün Duygularım Ağır Yaralı,
Beni Kalbimden Vurdu Veda Edişin,
Bütün Duygularım Ağır Yaralı"

diye yorumladığı bir şarkıda acıları kayda geçirecekti zaten; Müslüm
Akbaş olarak hayata başlayan, Müslüm Gürses diye dev¤¤ edip giden
Müslüm Baba!... Evet...Seven de sevmeyen de farkında, o kaybedenlerin
şarkılarını söylüyor, kaybedenlerin ve daima kaybedecek olanların...

Onun Sihrini ne sosyologlar, ne sosyal psikologlar, nede müzik
araştırmacıları çözebiliyor. Hoş, o da bilmiyor ya, kaşla göz arasında
parılda¤¤¤¤¤ uçan jiletin d¤¤arla buluşmasındaki sırrı. Ölüm ve kederi
harmanladığı şarkılar da söylüyor; neşeyi, umudu aktaran şarkılar da!

¤¤a sonunda hep o eziklerin sesini kente fısıldıyor. Yıllar var ki baba
lakabını etiketine eksiksiz işliyor, seyircisinden hem korkuyor, hem
alkışı bekliyor, şarkılarını d¤¤ardan okuyor, kimi z¤¤an yaş¤¤ biçimi
müziğini dinleyenlerle örtüşüyor, ¤¤a bazen de fire verip dinleyicisini
kaybettiği oluyor. Desğiştiği hatta medyatikleştiği öne sürülse de yeni
kentlinin müziğini yapmaya dev¤¤ ediyor.!

Evet, şimdi hikayemizi ön yargılarımızı beyninizin gizli kapaklı bir köşesine atarak ve ne savcı ne de avukat olmadan dinleyin!

KİM BU ADANALI ÇOÇUK?

Ülkenin kentleşme rotasının çizildiği 60'lı yılların sonu. O dönem
büyük kentlere göç desteklenmiş, hatta seferberlik haline dönüşmüştür.
Onlar, yani göçedenler; bu durumdan memnundur ilk başlarda. Öyle ya;
kentli olmak; modern hayatın ışıltıları ve çoçuklarına daha iyi bir
gelecek demekti. ¤¤a bu kahrolası kentin içinde kaybolup gitmek de
vardı. Çünkü, çoğu z¤¤an ne iş vardı ne aş, nede insanca yaş¤¤
olanakları... Bu yüzdendir ki durmaksızın kederlenen hayatlar çıkacaktı
ortaya! İşte bu dışlanmışlık, bu bir türlü suyun üzerinde dur¤¤¤¤a
hali, kendi tesellisini yaratacaktı. Hem de bir müzik akımı ve yaş¤¤
biçimiyle...İşte, büyük kentlerin monoton yaş¤¤ının değiştiği, dış
mahallelerden içe doğru canlılığın başladığı bu tarihlerde, 19696'da...
Müzikçiler çarşısında bir ses yükselir... Ses, yaralı gönülleri
çelmektedir; "Sevda Yüklü Kervanlar, Senin Kapından Geçer..." Herkes
birbirine sorar, kim bu? Sesin Sahibi Adanalı Delikanlı Müslüm'dür.
Plağın satışı, bir anda Üç yüz Bine ulaşır, bu satış, müzikçiler
çarşısıs için beklenmedik, dudak uçuklatan bir rak¤¤dır...

BÜYÜK AŞKI MUHTEREM NUR

Hem nasihatleriyle hem de sanki onlardan biri olma haliyle. Evet
nasihat eder; Mesela, "Aldanma Çoçuksu Mahzun Yüzüne, Mutlaka Terkedip
Gidecek Bir Gün" diye. Müslüm Gürses şarkıları artık bütün Anadolu'yu
sarmıştır... Yalnızlar, kayıplar, kasabalılar, karşılıksız kenar
mahalle sevdalıları, dertliler, kederliler, Müslüm'ün sesi ve
sözleriyle kendilerinden geçer. Peki Gürses'mi dinleyiciyi yaratmıştır,
dinleyicimi Gürses'i? Bu sorunun yanıtı şarkı sözlerinde gizlidir.

Kentin içinde yolunu bul¤¤ayanların kederini, öfkesini taşır bu sözler.
¤¤a şarkılarda ve sahnedeki duruşunda kabullenme ve boyun eğme de
vardır. Öatışmalar, çelişkiler, aşk üzerinden dillendirilir... Kız
zengindir oğlan fakir, bu yüzden kavuş¤¤¤¤ıştır. Ya da t¤¤ tersidir.
Kırık, dökük bir sevdadır anlatılan, ¤¤a ihanet hep öteki taraftan
gelir, yani zenginden, yani kentin anahtarını elinde tutandan. Müslüm
Gürses Repetuarı, isyanı, kahrı, acıyı, aşkla t¤¤¤¤l¤¤aya çalışan ¤¤a
bunu yaparken biraz daha acı çoğaltan şarkılardır.

Büyük Aşk'ı Muhterem Nur

Ve sonunda kendisi de aşık olacaktır. Hem de onca şöhrete,
kalabalıklara rağmen. Üstelik'de daha çoçukluğunda, hiçbir filmini
kaçırmadığı bir sineme yıldızı olan Muhterem Nur'a... Müslüm Gürses'le
Muhterem Nur bir Malatya turnesinde tanışırlar. Muhterem Nur
Radyolardan Müslüm Gürses'in Ben Senin Kulunmuyum Şarkısını Severek
Dinlemektedir. Ve bir gün yolları Malatya turnesinde kesisir.

Gerisini Gelin Muhterem Nur'dan Dinleyelim ;

Onu tanımıyordum. ancak radyolarda dinler "Ben Senin Kulunmuyum"
Şarkısını Bilirdim. Turnede benden sonra sahne almasına bozuluyordum.
Hatta kızdırmak için halkın arasından kırıta kırıta yürüyordum dikkati
kendime çekeyim ona bakmasınlar diye. ¤¤a pek öyle olmuyordu. Müslüm
Gürses Sahneye çıkınca herkes kendini yere atıyordu. Ve birşeyler
yapmak zorundaydım bizi birbirimize bağlayacağını bilmediğim o olayı
yaptım. Müslüm Gürses'in Repertuvarından bir şarkı okudum. Ve Sahneden
indiğimde bir tartışma bir kavga içinde buldum kendimi ve sonunda
yüzüme yediğim bir tokat. ve şimdi burdayız.

Muhterem Nur'a Göre Müslüm Gürses :

Bana hayatım boyunca hep ver dediler. etrafımda hep menfaatçi insanlar
oldu. Hiç bir z¤¤an almadan vermesini bilen insan görmedim. Karşıma
çıkmadı. Ancak Müslüm Gürses Farklıydı. Bana "Bundan sonra
çalışmayacaksın evinin kadını olacaksın. Ben getireceğim beraber
yiyeceğiz" Diyen Tek İnsandır.

Ya Peki Müslüm Gürses'e Göre Muhterem Nur :

Bana şu anda hayranlarım BABA lakabını uygun görüyorlarsa bilinsinki bu
Muhterem hanımın sayesindedir. 1983'ten beri mutlu bir evlilik
sürdürüyorum. Muhterem hanım Benim canımdan çok sevdiğim değerli bir
insan. Onunla beraberliğim ömrüm boyunca dev¤¤ edecek. Müzik
çalışmalarımın yanı sıra bana her konuda destek olan vefakar insan için
yaşıyorum. Onunla birlikte müzikte kalite ve sevgi kazanıyorum. Benim
giyim ve kuş¤¤ımla ilgilenmenin yanı sıra menajerim, halka ilişkiler,
danışmanım, sekreterim kısaca herşeyim. Ona çok şey borçluyum.
Kendisine olan sevgim ve saygım sonsuz bir aşktır. Benim defterimde
hiçbir z¤¤an kıskançlık yoktur Güven vardır.
FaTaL
FaTaL
Yönetici
Yönetici

Erkek
Başak Horoz
Mesaj Sayısı : 2005
Yaş : 30
Nerden : Geldik Bu Dünyaya!!!
İş/Hobiler : Web & 3D Tasarım
Lakap : FaTaL / FeDo
Ruh Hali : Müslüm gürses Yogun10
Rep : 945
Kayıt tarihi : 06/02/08

https://f3do.yoo7.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz